22 Kasım 2010 Pazartesi

Türk Grafik Sanatının Duayeni - İhap Hulusi Görey (1898-1986)

1898 de Mısır'ın Kahire şehrinde doğan İhap Hulusi İlk ve Orta Tahsilini Kahire'nin İngiliz Okullarında yaptı.1920 yılında Resim Eğitimi görmek üzere Almanya'ya gitti.Önce Münih'te Heimann Schule Atölyesinde 3 yıl çalıştı.Daha sonra Kuntsgewerbe Schule'ye devam ederek tahsilini tamamlayıp yurda döndü.Arapça,Almanca,ingilizce ve Fransızca bilmesi nedeniyle Dışişleri Bakanlığında çalışması istendi,ancak o memuriyeti reddetti.


Akbaba'da Münif Fehim ve Ramiz'le birlikte çalıştı.Daha sonraları afiş çalışmalarına ağırlık veren İhap Hulusi Afiş yaparken buluşun önemine değinerek (Seyredenlerin ilgisini çekmeli ve düşündürmeli ) diye yorumladı.1929 da İstanbul'da ilk Atölyesini kurduktan sonra Kulüp Rakısı etiketi ve Atatürk'ün siparişi üzerine Türk Alfabesinin kapağını tasarlayan İhap Hulusi, Ziraat Bankası,İş Bankası,Yapı v Kredi,Garanti,Sümerbank,Emlak Kredi,Türk Ticaret Bankası,Maliye Bakanlığı (Tahviller) Türk Hava Kurumu,Kızılay,Yeşilay,Tariş,Zırai Donatım Kurumu,ve birçok özel Kuruluşa çeşitli çalışmalarıyla hizmet verdi.




Tayyare Piyangosu (Milli Piyango)İdaresi için 45 Tekel İdaresi için 35 yıl çalışan İhap Hulusi Bu süreçte yurt dışında da adını duyurdu.Bayer'inafiş ve etiketleri,Mısırın Tekel İdaresi,Devlet Demiryolları,ve şehir hatlarına ait ilanları,Ünlü İngiliz viskisi John Haigh'in İtalyanların Cinzano,ve Fernet Branca'sının afiş ve etiketleri, İhap Hulusi tarafından yapıldı.Suluboya çalışmalarının yanı sıra son yıllarda hat sanatını modernize ederek başarılı örnekler veren İhap Hulusi Görey 27 Mart 1986 da İstanbul da hayata gözlerini yumdu.



İngiliz İzlenimci Ressam - Alfred Sisley (1839-1899)

Alfred Sisley İngiliz bir Anadan Babadan Paris'te 1839 da doğdu.Babası başlangıçta oğlunun iş hayatına atılmasını istiyordu.Ancak o bu konuya hiç ilgi duymadı.ve resim yapma yeteneğine sahip olduğunu sezinlediğinden Atelier Gleyre're girdi.Burada Claude Monet,Bazille,ve Renoir'la tanışan Sisley onlarla birlikte açık havada resim yaptı.1870-1874 yılları arasında yaptığı resimlerde Corot ve Baudin'in etkileri güçlü bir şekilde hissedilir.1877 ve 1882 deki empresyonist sergilere de resim verdi.


Tekniği değişmekteydi.Renkler giderek daha parlak ve göz alıcı tonlara büründü.( 1873 te yaptığı Buğday Tarlası adlı resimde bunu izlemek mümkündür.) Genellikle su ile ilgili konuları ele alıyordu.Yaptığı herşey görülmemiş incelikte dokunuşların eseridir.Bunlar duygulu ve sanatçı kişiliğinin şair yanını ortaya koyar.George Petit Bir Sisley Retrospektifi düzenledi.Ancak Tavernierin coşkulu makalelerine rağmen sergi tam bir başarısızlıkla sonuçlandı.



Bununla birlikte 1899 da Atölyesini sattıktan sonra sanatçının tablolarının fiyatı yükselmeye başladı.ve ertesi yıl (Comondo su Baskınını) alarak Louvre'a hibe etti.Yaşamını resimleriyle kazanmak zorunda olan Sisley'i Monet Durand Royal ile tanıştırdı.Birkaç istisnasının dışında Sisley'in yapıtlarının tümü manzara resmidir.Sanatcı izlenimcil akımının en katkısız öncüsü sayılır.Üslubu hemen hemen hiç değişmemiştir.Sanatı yaşadığı yerlere göre çeşitli dönemlere ayrılır.



EMPRESYONİZM NEDİR? diye soracak olursanız , İzlenimcilik anlamına gelen Empresyonizm'de Sanatçılar dış Dünyaya ait olanı,Işığı,Renkleri Tepkileri Hüzünleri işlemekte ve yakalanan anlık konuları resmetmektir.Bu akımın ışık ile resim yapma olarak tanımlanmaktadır.İzledikleri genel kaynak güneştir.Konu ışık yansımaları arasında kaybolmuştur.17 nci yüzyılda doğan Barok üslup hayli değişmiş olarak 18 nci yüzyılda da varlığını sürdürmüştür.



Barok Sanatın gölge, ışık karşıtlığına dayanan çarpıcı,içe işleyici dramatik etkisi giderek kaybolmuş ve yerini daha yumuşak bir üsluba bırakmıştır.Bu dönemde Ressamlar Atölyelerin loş ortamından çıkıp güneş ışığı altında resim yapmışlardır.Bu dönemin en önemli Temsilcileri Claude Monet,Augusto Renoir,Vincent Vangogh, Cezanne,Toulouse Leutrec,Sisley ve Camille Pisarro'dur.


Fransa'nın İzlenimci Ressamlarından - Clauda Monet (1840-1926)

Claude Monet Adolphe ve Louise-Justine Monet'in çocuğu olarak Paris'te dünyaya geldi.1845 te yani Monet 5 yaşındayken Aile Normandiya'daki La Havre'a taşındı.Monet Notre-Dame de Lorette kilisesinde Oscar-Claude olarak vaftiz edildi.Babası onun Aile mesleği olan Bakkallığa devam etmesini istiyordu.Fakat Annesi şarkıcı olan Claude sanatçı olmak istiyordu.1851 Nisanında Monet Le Havre'da Ortaokula başladı.Önceleri 10-12 Fransız frangına sattığı karakalem karikatürleriyle çevresinde tanındı.İlk çizgi derslerini Jacques-Louis-David'in öğrencisi olan Jacques François Ochard'dan aldı.Bu dönemde Eugene Boudin'le tanıştı.Boudin Monet'ye yağlıboya kullanmayı veaçık ortamlarda resim tekniği öğretti.28 Ocak 1857 de Annesi öldüğünde16 yaşındaydı.Okuldan ayrıldı ve dul teyzesinin yanına yerleşti.


Monet Louvre'u ziyaret etmek için Parise geldiğinde,pekçok ressamın eski ustaları taklit ettiğine tanık 0ldu.Monet bir pencerenin yanına oturup gördüklerini resmetmektense gereçlerini yanına alıp dışarıda resim yapmayı tercih ederdi.Pariste geçirdiği yıllarda pek çok empresyonist ressamla arkadaş oldu.Bunlardan biri Edouard Manet idi.Monet 1862 de Üniversiteye yazıldı.Pariste Charles Gleyre'in öğrencisiyken Üniversitedeki geleneksel resim anlayışı Monet'de hayal kırıklığı yarattı.



Bu dönemde Pierre-Auguste-Renoir,Frederic Bazille ve Alfred Sisley ile tanıştı.Birlikte resme yeni yaklaşımlarını paylaştılar.Işığın açık havada yarattığı etkiyi resme parçalanmış renkler ve seri fırça darbeleriyle aktardılar.Bu daha sonraları empresyonizm olarak adlandırıldı.Monet'in tanınmasını sağlıyan 1866 tarihli Camille yada Yeşil Elbiseli Kadın (La Femme a la Robe Verte) adlı eseri gelecekteki eşi Camille Doncıeux Monet tarafından yapılan pek çok resminden biriydi.Kısa bir süre sonra Doncieux hamile kaldı.ve ilk çocukları Jean dünyaya geldi.1868 de Monet Seine nehrine atlayarak intihar etmeyi denedi.



(1870-1871) Fransa Prusya savaşı süresince Monet İngiltereye sığındı.Orada John Constable ve Joseph Mallord William Turner'in resimleri üzerinde çalıştı.Her ikiside renk kullanımında Monet'in yenilikçi buluşlarına ilham kaynağı olmuşlardır.1870 de Monet ve Doncıeux evlendiler.Monet 1876 da Ernest ve Alice Hoschede çifti ile tanıştı.İş adamı ve Kolleksiyoncu Ernest Hoschede evi için dekoratif paneller sipariş etmişti.1877 de iflas etmesi empresyonist sanatçılar için ama özellikle Monet için büyük bir darbeydi.Vetheuil'de Enest ve Alice Hoschede çiftinin evine yazboyu beraber kalmak üzere Monet ve hasta eşi Camille çocuklarıyla beraber yerleşti.Ancak orada uzun süre kaldılar.Enest Hoschedezamanın büyük bölümünü Pariste geçiriyordu.1878 de Belçikaya kaçtı.



Claude ve Camillenin ikinci çocukları Michael 17 Mart 1878 de doğmuştu.Doğum ile iyice zayıf düşen Madame Monet 5 Eylül 1879 da tüberküloz sebebiyle öldü.Monet onu ölüm yatağında resmetti.Camillenin ölümünden sonra Monet,Alice ile Vetheulle'de yaşamaya devam etti. Alice kendi 6 çocuğuyla birlikte Monet'in çocukları Jean ve Michael'e bakmaktaydı.1891 de eşi Ernest'in ölümünden sonra Monet ile evlenmeyi kabul etti.1892 yılının Temmuz ayında evlendiler.Monet 1883-1908 yılları arasında Akdenizi dolaştı ve pekçok doğa resmi yaptı.Alice ve Monet çocuklarla beraber 1881 de Poissy'e 1883 te Vernon'a taşındılar.ve son olarak Mayıs 1883 te Paristen 80 Km.mesafedeki Giverny'e yerleştiler.Monet burada bir ev ve bir bahçe kiraladı.



Geri kalan ömrünün büyük kısmını sonradan satın aldığı bu yerde yeşerttiği bahçeyi resmederek geçirdi.İlk önce ot yığınları serisini yaptı.Farklı yönlerden ve günün farklı saatlerinde ot yığınlarını resmetti.son olarak da Bahçenin resmettiği zambaklar serisini hazırladı.İkinci eşi Alice 1911 de oğlu Jean 1914 de ölmüştür.Monet 1923 te Katarakt sebebiyle iki kez ameliyat olmuştur.Katarakt olduğu süreçte yaptığı resimlerin genel olarak kırmızı tonlarda oduğu görülür.Bu katarakt hastalarının görüş biçiminin karakteristiğidir.Monet 5 Aralık 1926 da 86 yaşındayken Akciğer kanseri nedeniyle ölmüş ve Giverny Kilisesi Mezarlığına gömülmüştür.


19 Kasım 2010 Cuma

Henri de Toulouse-Lautrec (1864-1901)

Aristokrat bir Aileden gelen Henri de Toulouse -Lautrec'in resim konusundaki büyük yeteneği henüz çocuk yaşlarda çizdiği karikatürlerle bellioldu.Akraba evliliğinden kaynaklanan bir nedenle ne olduğu saptanmayan genetik bir hastalığın yarattığı kırılgan kemikler yüzünden 1878 ve 1879 yıllarında acı veren bir tedaviyle boy uzatma çabaları sonucu her iki bacak kemiklerinin kırılmasıyla kısa boylu hemde sakat kaldı.Sakat kalmasıyla Annesi ondaki yeteneğini keşfetti.


Babasından görmediği desteği Annesinden alan Lautrec klasik anlayıştaki resmi değil poster temeline dayanan ressamlığa yöneldi.Seçimi onu başarıdan başarıya götürdü.Ünü bütün Parise yayılan Lautrec'in posterleri duvarlardan kapışıldı.Henüz 17 yaşındayken denemelerinin sayısı 2400 ü bulmuştu.Emile Bernard, Van Gogh, gibi ressamlarla tanıştı.Empresyonist akıma kapıldı.1894-1897 yılları arasında Avrupayı dolaştı.Birçok sergi açtı.Ancak gerçek ününe Moulin Rouge Müzikholünü anlatan resimler yaparak kavuştu.



Moulin Rouge için yaptığı ilk afiş sayesinde Toulouse Lautrec'i bütün Paris tanıdı.Başka afişler,kapak sayfaları ve sürekli yayınlar için ilüstrasyonlar yapmaya başladi.Aynı zamanda Parisin gece hayatını betimleyen yağlıboya resimler üzerinde dur durak bilmeden çalışıyordu.Dr.Bourges ile birlikte yaşaması hayatına biraz denge getiriyordu.Yoksa bütün zamanı stüdyo ile gece kulüpleri arasında geçecekti.Alkole olan aşırı düşkünlüğü bir gölge gibi peşinden gelen kuzeni Gabriel Tapie de Celgran bile denetliyemiyordu.Toulouse Lautrec'in Kafe Konser ve Kabare sanatçılarıyla kurduğu aşk ilişkileri sık ık ziyaret edilmesiyle dönüşümlü olarak yaşanıyordu.Bu dönemde 30 yaşındaki sanatcı zengin gözlemlerini sanatına aktarabilmek için geceli gündüzlü çalıştı.



Modern grafik sanatının şimdiki konumuna erişmesindeki en büyük paylardan biri hiç kuşkusuz Henri de Toulouse Lautrec'e ait. O 1800 ler Parisin entelektüel yaşamında derin izler bırakmış o güne kadar ikinci sınıf olarak görülen afişin bir sanat eseri olarak değer kazanmasını sağlamıştı.1899 yılında Lautrec'in sağlığı hızla bozulur, arkasından depresyon ve halisinasyonlar baş gösterir.Bir Sanatoryuma yatarak tedavi görmeye başlar.1900 yılında yaşama olan bağlılığı giderek zayıflar.



Alkole olan düşkünlüğü doruk noktasına ulaşır.1901 yılında Paristen ayrılarak Annesinin yanına döner.9 Eylül günü henüz 36 yaşındayken aldığı çok fazla alkolün etkisiyle hayata gözlerini yumar.Arkasında sayısız Tablo,Desen ve poster çalışması bırakır.Modern grafik sanatının şimdiki konumuna erişmesindeki en büyük paylardan biri hiç kuşkusuz Henri de Toulouse Lautrec'e aittir.


Osmanlı Askeri Ressamı - Halil Paşa (1857-1939)

Halil Paşa 1857 yılında İstanbulun Beylerbeyi seminde dünyaya geldi.Rodos kökenli bir Ailenin Çocuğudur.Babası Selim Paşa Mektebi Harbiye-i nin kurucuları arasında yeralmış tanınmış bir Askerdi.Mühendishane-i Berri Hümayun'u (Bugünkü İstanbul Teknik Üniversitesi)bitirdi.Mezun olur olmaz Sarayda görevlendirildi.Askeri Liselerdede Resim öğretmenliği yaptı.Israrlı ricaları sonucu Babası onu resim öğrenmesi için Parise gönderdi.


Sekiz yıl kaldığı Pariste ünlü oryantalist ressam JeanLeon Gerome nin Atölyesinde çalıştı.İzlenimci ışık ve renk çözümlemelerine özgün bir ayırım kazandıran Halil Paşa bu yönde uğraş veren resim sanatçılarına örnek oluşturmuştur.Derin bir Anatomi bilgisi de olan ressam,Viyana'da açılan Uluslararası bir sergide MmeXin Portresi adlı eseriyle altın madalya almıştır.



Yurda döndükten sonra Askeri Okullarda Resim öğretmeni olarak çalıştı.1906 da Harbiye Mektebine Resim öğretmeni olarak atandığında Paşa ünanını aldı.Ancak iki yıl sonra Meşrutiyetin ilanıyla çıkarılan bir yasaya dayanılarak rütbesi Albaylığa indirilince ordudan ayrıldı.ve bütünüyle resme yöneldi.Sanata meraklı öğrencilere resim dersi veren Halil Paşanın öğrencileri arasında ilk kadın Resim öğretmeni olarak tarihe geçen Müfide Kadri de vardı.



Türkiyenin İlk güzel sanatlar okulu olan Sanayi-i Nefise Mektebi-i Ailesinde öğretmenlik yapan Halil Paşa 1917-1918 yıllarında okulun Müdürlüğünü üstlendi.Sanat eğitimi için gittikleri Fransadan I.Dünya Savaşının patlaması üzerine geri dönen ve 1914 kuşağı olarak adlandırılan genç ressamları bu okula alarak okula yeni bir anlayışla resim yapılmasını sağladı.



Hayatının son yıllarında Mısır da Hidiv Ailesinin bir ferdi olan Abbas Hilmi Paşanın konuğu oldu.Son yıllarını resim yaparak geçiren Halil Paşa Mısır Saraylarına resmi sokan sanatkar olarak tanındı.Halil Paşaın üç erkek çocuğu vardı.Büyük oğlu Selim,Mısır kralı Fuatın eski eşi Prenses Şivekar ile evlenmiş,Fransadaticaret ile uğraşmıştır.Ortanca oğlu Halim Bey genç yaşta hayatını kaybetmiş, Küçük oğlu Halil Bey (Söze) ise Pariste resim öğrenimi gördükten sonra Resim öğretmenliği yapmıştır.



Halil Paşanın eserleri iki devreye ayrılarak incelenir.Paristeki eğitimi sırasında etkilendiği klasik ve realist tarzın etkisindeki eserleri,yurda döndüğünde yaptığı empresyonizm etkisindeki eserleri,sanatçı ilk devre resimlerinden olan Eldivenli kadın adlı tablosu ile Pariste bir altın madalya kazandı.Yurda döndüğünde Boğaz kıyılarını resimledi.Yalıların ve kayıkların durgun sulara vuran gölgelerini empresyonist bir anlayışla resmetti.Halil Paşa Türk resminde ışık sorunu üzerinde çalışan ilk sanatçıydı.Halil Paşa 1939 yılında İstanbul Beylerbeyinde dünyaya geldiği yalıda hayatını kaybetti.Halil Paşanın bazı tabloları Tarih sırasına göre şöyledir - Sahilde Paşa ve Ailesi (1892) Peysaj(1897) Peysaj (1899) Madam X (1900) Göksu Deresine bakış (1902) Göksu Deresi (1903) Boğazdan Rumelihisarına bakış (1903) Göksu Deresine bakış (1902) Kervansaray Avlusunda Halıcılar (1908) Kotra-Vapur-Deniz (1916) Bahçede Kadınlar (1917) Salacak (1928)


16 Kasım 2010 Salı

Osmanlı Askeri Ressamı - Hoca Ali Rıza (1858-1930)

Hoca Alirıza Üsküdar Rüştiyesinden sonra 1880 yılında Kuleli Askeri İdadisine (Kuleli Askeri Lisesi) girdi.Öğrenimini Mekteb-i Harbiye-i Şahanede sürdüren Hoca Alirıza Osman Nuri Paşa Süleyman Seyyid,ve Mösyö Gues gibi seçkin Hocaların öğrencisi oldu.1881 yılında Harbiye Resim sınıfındaki başarılı çalışmalarından dolayı Sultan II.Abdülhamit tarafından Nişan-ı Mecidiye'yle ödüllendirildi.


1884 yılında Harbiyenin Menşe-i Muallim programından Piyade Mülazım-ı Sani (Teğmen) rütbesiyle mezun oldu.ve öğretmeni Osman Nuri Paşanın yardımcılığına atandı.1891 yılında Osmanlı Devletinin ilk Başkentlerinde inceleme çalışmalarını yapan bir heyete katılarak Türk İslam eserlerine ait görünümleri defterlerine aktardı.1895 te Kolağası rütbesindeyken Yıldız Porselen Fabrikasında tasarımlar yaptı.



1895 te Fausto Zonaroyla tanışan sanatçı 1897 de Değirmenderede resim çalışmaları yaptı.Gene 1897 de Türk Yunan savaşını anlatan muharebe konulu resimler çalıştı.1903 yılında Mahmut Şevket Paşanın isteğiyle Eski osmanlı kıyafetlerini kapsıyan bir albüm çalışmasına katıldı.1903 yılında Türk Esliha-i Antika Müzesinin kuruluşu için oluşturulan komisyonda görevlendirilen sanatçı 1909 yılında Başressam olarak başladığı Harbiye Matbaasında iki yıl süreyle çalıştı.



1909 - 1912 yılları arasında Osmanlı Ressamlar Cemiyeti Başkanlığı görevini sürdürürken 1909 Üsküdar İskele Gazinosunda resim sergisi düzenledi.1910 yılında Şehzadegan sınıflarında hocalık yapan Hoca Ali Rıza 1911 yılında Kaymakam (Yarbay) rütbesindeyken emekli oldu.1914 te İnas Sanayi-i Nefise Mektebinde Peysaj Muallimi olarak görev yaptı.1917 de Maarif Nezaretine bağlı olan Sanayi-i Nefise Encümen azalığına seçildi.1918 de başladığı Çamlıca İnas sultanisi (Çamlıca kız Lisesi) sindeki resim muallimliği üç yıl sürdü.1921 Üsküdar Kız Sanayi-i Mektebinde resim Muallimliği ve 1929 yılında Sultan Ahmet Erkek AmeliHayat okulunda Muallimlik yaptı.



Karakalem ile suluboya tekniğindeki yetkinliği ve hızlı çalışma temposuyla (Beşbin gibi bir sayıya ulaşan) çok sayıda İstanbul Peysajı betimleyen kentin mahallerini Üsküdardan Bebek'e Arnavutköy'den Burgaz Adaya kadar semt yaşantılarını,Kahvehaneleri,Deniz kıyılarını yorumlayan sanatçı 30 Mart 1930 da Üsküdar'da yaşama veda etti.