27 Eylül 2008 Cumartesi

Osmanlı'da Temaşa Sanatı (Tuluat-Kanto ve Ortaoyunu)

Kanto adı İtalyanca şarkı söylemek anlamına gelen (CANTARE) Kelimesinden alınma bir deyim olarak İstanbul a gelen gezginci bir tiyatrodan kalmıştır. Doğuşu 19 yy olarak kabul edilen kantonun başlangıcı olarak çoğunlukla 1870 tarihi verilir.Sahnede hareket ederek şarkı söylemeye ve bu yolda yazılmış özel şarkılara kanto denir. Türkiyede Güllü Agop Tiyatrosundan sonra ilk yönelme alanının neresi olduğu konusunda farklı görüşler vardır. Bu mekanlar bir görüşe göre Galata ve Beyoğlundan Şehzadebaşı Direklerarasına uzanmıştır.Kanto bizim çiftetelli dediğimiz kırık oyun tarzı ile karıştırılarak kanto adı ile bir tip sahne dansı halinde tüluat Tiyatromuzada geçmiştir. Trompet Davul, Kemanüdar çalgılardan kurulmuş bir takımla icra edilen kantonun ilkkez Kadıköy Yoğurtçu Parkında şalaş bir tiyatroda oynandığı söylenir.İlk kez kimin tarafından sahneye getirildiği hakkında kesin bir bilgi yoksada Kantocu Aranik Hanımın adı geçer.



Vasfi Rıza Zobunun Hatıralarında ise bir başka isim olarak Kadriye Hanım yer alır.Bu görüşe göre ilk müslüman Türk kadını Aktristi 1889 yılında Papasköprülü Amelya takma ismiyle 1889 yılında Nazillide sahneye çıkan Kadriye Hanımdır.Kanto Dünyası şüphesis AmelyaKadriye nede Peruz la sınırlıdır.Kel Hasanın Hayalhane-i Osmani Kumpanyasında kantoculuğa 14 yaşında başlayan ve 54 yaşında hayata veda eden Sıvaslı Perviz Hanım ilk öncüleri arasındadır.Şehzadebaşindaki Ferah Tiyatrosunun karşısındaki binada faaliyet gösteren bu tiyatronun sahnesine nice yıldızlar çıkmıştı. Küçük ve Büyük Virjinler,yine Küçük ve büyük Emilyeler (Amelyalar) o sihirli gecelerin yıldızları olmuşlardı.Kanto Dünyasının onca yıldızı arasından birini seçmenin çeşitli güçlükleri vardır.



Çeşitli unsurları birleştıren kantonun sadece ses olarak ele alınması mümkün değildir.Ama kimin ünlü olduğu sorulursa, Peruz bu dünyanın bir numarasıdır.Şamram Hanımı ikinci sıraya koyarsak ,Virjin ve Kamelyayıda üçüncülük kürsüsüne çıkarabiliriz.Küçük Virjin ,Rozika,Eleni,Viktorya,Mari,Luçika ve Tereza diğer önemli isimler arasında gösterilir.Eski İstanbul Ramazanlarının eğlence hayatı doğal olarak Sahneyide renklendirmişti.Ve Ramazanların en önemli rengide kanto olmuştu.Düetto Kantoların iki kişinin müzikli bir oyunu şeklinde sahneye konmasıydı.Rengarenk bir sahne cıvıl,cıvıl iki kantocu karşılıklı tartışma içine girerdi.Seyirlik unsuru çok olan düettolarla,kanto dünyasının en renkli bölümü olmuştu.Düetto güldürür fazla atışmalarla dolu olduğu gibi alaycı ve övücüde olabilirdi.Düettoya çoğunlukla iki kadın çıkardı. Ama bazen bir erkek de olabilirdi.Kantocuların Küçük Amelya gibi erkek kılığında Düettoya çıkması seyirciye hayli çarpıcı gelirdi.



Ramazan gecelerinde Naşit Bey,Fahri Bey ile Millet Tiyatrosunun Perdelerini ses Muganniyesi
Hamiyet Hanımla açıyor,Şamram,Hermine ve Ayten Hanımlar kantoya çıkarak ramazan gecelerine renk katıyorlardı.Emilya Hanım ise Amerikan Tiyatrosunun Küçük Amelya olarak bilinen ünlü kantocusudur.ve kocası Todori ile Düetlerin unutulmazları arasına girmiştir.

PERUZ HANIM - Osmanlı dönemi sahne dünyası renkli aldatmacalarla doludur.Peruz Kanto
dünyasının minicik boyuna rağmen en büyük dilberidir. Yakmadığı can kalmamıştır. Devrin Paşazadelerinden tutun da en yıldız aktörlerine kadar cümle alem Peruzun pençesine düşmüştür.Ama işvesi ve gönülççelenliği ile erkekleri birbirine düşüren Peruz sonunda baltayı taşa vurmuş,ve devrin kabadayısı ( Bıçakçı Petri ) ye çarpılmıştır.Çarpma ama ne çarpma,Petri bir Paşazade ile aldatılınca kıskançlığının doruk noktasında Peruzu kalçasından biçaklamış ve kantocu bu yüzden kendini erkeklere değil müziğe vermiştir.



İSMAİL DÜMBÜLLÜ - İsmail Dümbüllü 1897 yılında Üsküdar Süleymanağa Mahallesinde doğdu.Babası II.Abdülhamidin Silahşörlerinden Zeynel Abidin Efendi,Annesi Fatma Azize Hanımdır.Üsküdar İttihat-ı Terakki Mektebinde okula başlar.Tiyatro yüzünden Askeri Rüştiyeden atılmasının ardından 16 yaşında Kel Hasan Efendinin Dilküşa Tiyatrosuna girer.Şevki Şakrak,küçük İsmail Efendi Komik Naşit Efendi gibi zamanın ünlü oyuncularıyla aynı sahneyi paylaşmıştır.Profesyonel olarak Şehzadebaşı Tiyatrosunda başlar,oynadığı oyunlardan en çok gözlemci,Kavukluya hile,Çifte Hamamlar,Ters Biav,ve Kanlı Nigarı severdi.Oynadığı filimlerde en çok Nasrettin Hoca ile özdeşleşmişti.Bir trafik kazasının biray sonrasında 5 Kasım 1973 Tarihinde büyük tüluat ustasını kaybettik.Kabri Üsküdarda Çiçekci Camii karşısında bulunan Karacaahmet Mezarlığında bulunmaktadır.



Burada Temaşa Sanatının vazgeçilmezi Kantolarından birkaç örnek verecek olursak bunlar sırasıyla :
Bahçelerde gezelim
Leblebiyi kavurdum
Küçücükten eğlenmeyi
Koymazmısın şu kalbime elini
Ben kalender meşrebim
Bu cuma osmanbeyde
Sarhoşum ama falso yapmam
Koşa,koşa
Ben yarimi gördüm
Alem rüyada görsün ...........ve daha birçokları. Esen kalınız.


Hiç yorum yok: