7 Temmuz 2013 Pazar

Osmanlı'da Kahve ve İkramı

Kahve Osmanlıya 1554 yılında gelir. Kahvenin Türkiyede kabul görmesinin en önemli etkeni Medresedeki öğrencilerin uyanık kalmasını ve daha çok ders çalışmalarını sağladığından dolayı idi. Daha sonra Sufi Dervişler kahveyi çok beğenirler. ve bu yüzden dini sohbetlerin yapıldığı yerlerde kahve kabul görmeye başlar.Arabistana kahveyi Türkler götürür. Ardından da 1683 II.Viyana kuşatılmasıyla beraber Kahve Avrupaya yayılmağa başlar. 16 ncı yüzyılda Kanuni Sultan Süleymandan sonra Türkiyede yetişmeyen bir meyve tüm dünyada Türk kahvesi olarak anılır ve tüm dünyada Türk Müslüman içkisi olarak kabul edilir.


OSMANLI'DA KAHVE İKRAMI - Osmanlıda kahvenin ikram edilmesi de ayrı bir hususiyet arz ederdi. Bazı yerlerde misafirlere kahveden önce lokum veya şekerleme türü bir tatlı ikram edilir onun tadı geçmeden acı bir kahve sunulurdu. Kahve Bayramlarda kulpsuz fincanın kendine uygun bir fincan zarfına konulmasıyla,diğer günlerde ise tabaklı fincanlarda ikram edilirdi.Bazen kahveye farklı bir tat kazandırmak için kahvenin içine çiçek suyu ,Akamber veya kakule katılırdı.


Sarayda kahve ikramı ise,çok daha önemli bir işti.Saraya ilk olarak Kanuni döneminde girdiyse de Kahvenin saray içeceği olarak  itibar kazanması 4 ncü Mehmet zamanında olmuştur. Sarayda sadece yemen kahvesi tercih edilirdi. Kahve ikramı için kullanılan Fincanlar İznik veya Kütahya çinisinden yapılır,bu fincanların etrafında elin yanmaması için kulp vazifesi gören gümüş veya Altın bir zarf olurdu.


Herşeyde bir usul uygulayan Ecdad kahveyide usulüne göre törenle ikram ederdi.Osmanlı Hareminde ve konaklarda kahv eden önce gümüş tatlı takımı ile tatlılar sunulurdu.Ardından 3 genç kız kahve ikramına başlardı. Kahvenin soğumaması için güğüm ortasında kor ateş bulunan stile oturtulur ve kenarlarına takılı 3 zincirden tutularak taşınırdı.Stil takımları tombak,gümüş veya pirınçten yapılırdı. Kahve ikramında ayrıca yuvarlak stil örtüsü kullanılırdı.Atlas veya Kadifeden yapılan bu örtü sırma,sim,pul,hatta inci ve elmas işlemeleridir.


Stil takımı ve örtüsünün zenginliği Ailenin varlık derecesini yansıtırdı.İçinde kahve fincanı ve zarflar bulunan tepsiyi taşıyan kız,stil örtüsünü kenarından 2 eliyle önlük gibi önünde tutar, ikinci kız stil takımını taşırdı. Üçüncü kız tepsiden porselen fincanı alır stildeki güğümden kahveyi doldurur,Fincanı Altın tombak gümüş veya porselen zarfa yerleştirir zarfın ayağından iki parmağı ile tutarak tek tek misafirlere ikram ederdi. Tiryakiler kahve ile birlikte nargile veya uzun çubuklarda tütün içerlerdi.


Günümüzde hala devam eden kahvenin yanında su getirme geleneğinde yine bir Osmanlı inceliği saklıdır. Aslında biz ağızda kalan kahve telvesini temizlemek amacıyla su içildiğini düşünsekde Osmanlıda Misafir ikram edilen suyu kahve öncesinde içerse açım demek istermiş ona göre sofra hazırlanırmış. Sonrasına saklarsa tok ve kahve ikramının yeterli olduğunu anlatırmış. Bu yazılanların üstüne törenle belki olmaz, ama Herkes kendine bir yorgunluk kahvesi ikram etsin,Bir acı kahveninde kırk yıllık hatırını unutmayın. Saygılar

Hiç yorum yok: