1931 yılında vefat eden Mehmet Efendinin oğulları Hasan Selahattin Hulusi ve Ahmet Rıza beyler baba mesleğini sürdürdüler. Aile 1934 yılında (Kurukahveci) soyadını aldı.Mehmet Efendinin vefatından sonra Ailenin en büyüğü Hasan Selahattin (1897 - 1944)Yurtdışının önemini kavrayarak Uluslararası etkinliklere katılmaya karar verdi. Böylece Türk Kahvesini yurtiçinde olduğu kadar yurtdışında da pazarlayarak tanıtmaya başladı.
Hulusi bey (1904 - 1934) dönemin gelişen teknolojisini göz ardı etmeyerek toplu üretimi gerçekleştirdi. Ayrıca İstanbul Tahmis sokaktaki dükkanın yerine Dönemin ünlü mimarı Zühtü Başar a günümüzdede kullanılmakta olan (Art deca) tarzında bir bina inşa ettirdi. Yine bu dönemde kahve parşömenli kağıt paketine konularak şehir içindeki Bakkallara otomobi ile ağıtılmaya başlandı. Böylece Türkiyede bir ilk daha gerçekleştirilmişti.İstiklal caddesinde de bir şube açıldı.
Genç yaşta hayata veda eden Hulusi Beyin ardından yönetimi,Yurtdışında eğitim görmüş olan en küçük kardeş Ahmet Rıza Kurukahveci devraldı.Ahmet Beyin Dünyada ki gelişmeleri yakından takip ediyor olması onu reklama ve firmayı,çağdaşlaştırma yönünde adımlar atmaya yöneltti. 1933 yılında dönemin usta grafikeri İhap Hulusi beye bir amblem çizdirtti. Bu amblem günümüzdede kullanılmaktadır. Ayrıca o yıllarda büyük bir yenilik olarak tanınmış afiş ve takvim çalışmaları ile firmanın reklamları yaygınlaştırıldı. Özel Arabalarla yurtiçinde kahve dağıtımı bu dönemde başladı. Galatasaray sahne sokakta bir şube açıldı.
Bugün kurukahvecinin yönetiminde olan Mehmet Efendinin Torunları Ahmet Rıza Kurukahvecinin vefatından sonra yönetimi devraldılar.Mehmet Efendinin kahve öğüttüğü dibekleri bir asır sonra geliştirdiler ve ortaya yeni kahve makinaları çıktı.1871 yılında Tahmis sokakta faaliyete başlıyan işletme,Bugün tüm Dünyaya hizmet veriyor. Buyurun Hepinize kurukahveci Mehmet Efendinin Kahveleriyle pişen Bol köpüklü türk kahvesi . Yarasın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder