14 Ekim 2013 Pazartesi

Kul Himmet

Kul Himmet - 16 ncı yüzyılda yaşamış bir Halk Ozanıdır. Mezarı doğduğu yer olan Tokat iline bağlı Almus İlçesinin Görümlü ( Varzıl ) köyündedir. Alevi - Bektaşi Mezhebinin Erdebil Tekkesi'ne bağlı Safeviye kolundan olduğu öne sürülür. Yaşadığı dönemde Pir Sultan Abdal ve Şah Hatayi'yle adı anılmıştır. ve yedi ulu ozan'dan biridir. İnancından dolayı çileli bir hayat geçirdiği zindanlarda yattığı söylenir. Ölümüyle ilgili kesin bilgiler olmamakla beraber Pir Sultan Abdal'ın 1560 da asılmasından sonra uzun süre kaçak yaşayıp köyünde vefat ettiği sanılmaktadır. Sevgi,Barış,Dostluk temelli nefesler söylemiştir.


Aleviler arasında Menakıbname,Büyük buyruk,İmam Cafer buyruğu, Şeh Safi buyruğu Fütüvvetname, Menankıb-ül evliya, adlarıyla tanınan ve 1608 yılında Bisati'nin kaleminden çıkan Menakıb-ül esrar, Behcet-ül ahrar yapıtı,bir çeşit Antequem oluşturmaktadır. Yani bu yapıtın yazıldığı tarihten önce Kul Himmet ölmüş olmalıdır.Yoksa yaşadığı ortamı ve şiirlerini tanıyan Bisati kendisiyle mutlaka görüşür, bu konuda Kul Himmet'ten yararlanır ondan uzun uzun söz ederdi. Haliyle şiirlerine daha  çok yer verirdi. Çünkü gerek Buyruk'ta anlatılan Alevi inancı, Muhammed Ali yolunun ilkeleri,felsefi ve nasıl sürdürülmesi gerektiğini en iyi bilen ayrıca nefeslerinden anlaşıldığı gibi erkanlara bile katkısı bulunmuştur.


Ayrıca  amacı Şah Hatayi'nin de birçok nefesinde övdüğü,yücelttiği ve ona candan bağlılığını söylediği Hacı Bektaş Veli gibi Şeyh Safi'nin de ermiş velilerden olduğunu vurgulamak ve Erdebil'i çekim merkezi yapmaktı.Şeyh Safi'nin İmam Cafer Sadık'tan esinlendiğini ve Buyruğundaki sözleri ondan aldığını ve hatta İmam Cafer'in mührünü taşıdığını şiirlerindeki ifade Kul Himmet bu propagandaya büyük katkıda bulunmuştur.
Ve Kul Himmet şiirlerinden bir demet.


YALNIZLARIN YARDIMCISI

Yalnızların yardımcısı
Kimin var Ali'den gayrı
Şefellerin duacısı
Kimim var Ali'den gayrı

Bilirim yoktan var ettin
Yeri göğü sen yarattın
Yaktın vücudum kül ettin
Kimim var Ali'den gayrı

Aşkları aşka salan
Bahr'olup ummana dalan
Düşmüşlerin elin alan

Gönlümün sırrı penahım
İmamlardır secdegahım
Yerden gökten çok günahım

Gönlümün müptelasıyım
Dertliyim divanesiyim
Ali'dir irfan ocağım

Kul Himmet üstadım dedim
Dilimde ezberim virdim
Gözüm açtım seni gördüm
Kimim var Ali'den gayrı

GAFİL KALMA ŞAŞKIN BİRGÜN ÖLÜRSÜN

Gafil kalma şaşkın birgün ölürsün
Dünya dolu malın olsa ne fayda
Ettiğin işlere pişman olursun
Pişmancılık ele geçmez ne fayda

Birgün seni götürürler evinden
Hak-kın kelamını kesme dilinden
Kurtulmazsın Azrailin  elinden
Türlü türlü yolun olsa ne fayda

Söylersinde sen sözünden şaşmazsın
Helalini haramından seçmezsin
Kesilir kısmetin suda içmezsin
Akan çaylar in olsa ne fayda

Sen söylersin söz içinde sözüm var
Çalarsın çırparsın oğlun kızın var
Hiç demezsin üç beş arşın bezim var
Bedestanlar senin olsa ne fayda

Kul Himmet üstadım çöksem otursam
Türlü varlığımı ele götürsem
Dünya benim diye zapta geçirsem
Bütün dünya senin olsa ne fayda


BİR DOST BULAMADIM

Seyyah oldum şu Alemi gezerim
Bir dost bulamadım gün akşam oldu
Kendi efkarımla okur yazarım
Bir dost bulamadım gün akşam oldu

Bilmem amelimden yoksa özümden
Ah ettikçe yaşlar gelir gözümden
İki elim kalkmaz oldu dizimden
Bir dost bulamadım gün akşam oldu

Bozuk şu dünyanın düzeni bozuk
Tükendi daneler kalmadı azık 
Yazıktır şu geçen ömrüme yazık
Bir dost bulamadım gün akşam oldu

Kul Himmet üstadım ummana daldım
Gelenden geçenden haberin aldım
Mecnun oldum şallar geydim dolandım
Bir dost bulamadım gün akşam oldu

İki elim kalkmaz oldu dizimden
Ah ettikçe yaşlar gelir gözümden
Kusurumu gördüm kendi özümden
Bir dost bulamadım gün akşam oldu

Kul Himmet üstadım ummana dalam
Gidenler gelmedi bir haber alam
Abdal oldum şallar giydim bir zaman
Bir dost bulamadım gün akşam oldu

YOLCU  OLDUM

Yolcu oldum yola düştüm
Yollarım Ali çağırır
Bülbül oldum güle düştüm
Güllerim Ali çağırır

Bir zaman turapta yattım
Türlü çiçeklerden bittim
Arı ile çok bal yaptım
Ballarım Ali çağırır

Bulut oldum göğe ağdım
Yağmur olup yere yağdım
Coşkun coşkun ben kaynadım
Sellerim Ali çağırır

Haneye mıhman gelmişim 
Kah ağlayıp kah gülmüşüm
Bahr-i ummana dalmışım
Göllerim Ali çağırır

Kul Himmet aşka düştü
Aşk deryası boydan aştı
Virdimiz Ali'ye düştü
Dilerim Ali çağırır


GAFİL KALDIR KALBİNDEKİ GÜMANI

Gafil kaldır kalbindeki gümanı
Bu mülkün sahibi Ali değil mi
Yaratmış hak onsekizbin alemi
Rızkını veren de Allah değil mi

Gelin geçelim biz böyle gümandan
Sakın çıkmayalım dinden imandan
Şefaat umalım oniki imamdan
İmamlar Atası Ali değil mi

Kul Himmet'in der ki ben bir fukara
Aradım buldum derdime bir çare
Yüzü kara nasıl varsın dergaha
Dergahta oturan Ali değil mi

MUHAMMED  ALİ'NİN YOLUN GÖZLERİM

Muhammed Ali'nin yolun gözlerim
Odur ela gözlü sultanım benim
Bektaşı Veli'nin izin izlerim
Odur ela gözlü sultanım benim

Cebrail cennette sordu ahvali
Bu bir kadim yoldur öteden beri
Biri Ali'nin düldül'ü biri Kanber-i
Odur ela gözlü sultanım benim

Hasan Hüseyine ağlar gezerim
Akar çeşmim yaşı çağlar gezerim
Zeynel bakır Cafer'dedir nazarım
Odur ela gözlü sultanım benim

Kazım Musa inza'dır katarım
Taki Naki askeri'ye yeterim
Mehdi-i Resul'ün peşin tutarım
Odur ela gözlü sultanım benim

Kul Himmet üstadım aklım başımda
Gündüz hayalimde gece düşümde
Selman'ın çiğninde çocuk yaşında
Odur ela gözlü sultanım benim

Hiç yorum yok: