4 Mayıs 2008 Pazar

Tasavvufun Büyük Şairlerinden - YUNUS EMRE

Türk Milletinin yetiştirdiği en büyük Tasavvuf erlerinden ve Türk dili ve edebiyatı tarihinin en büyük şairlerinden biri olan Yunus Emrenin hayatı ve kimliğine dair hemem,hemen hiçbirşey bilinmemektedir.Yunusun bazı mısralarından 1273 de konyada ölen,tasavvuf edebiyatının büyük ustası Mevlana Celalettini Rumi ile karşılaştığı anlaşılmaktadır.Buradan da Yunusun 1240 larda yada daha geç bir tarihte doğduğu sonucu çıkarılabilir.Bilinen hususlardan onun Risalet-ün Nushiyye adlı eserini H.707 (M.1308)Yılında yazmış olması ve H.720 /M.1321)tarihinde vefat etmesidir.Böylece H.638 (M.1240-1241)yılında doğduğu anlaşılan Yunus Emre xııı yüzyılın ikinci yarısıyla xıv yüzyılın ilk yarısında yaşamıştır.Bu çağ selçukluların sonu ile Osman Gazi devrelerine rastlamaktadır.Yunus Emrenin Şiirlerinde bu tarihlerin doğru olduğunu gösteren ipuçları bulunmakta,Şair çağdaş olarak Mevlana Celaleddini Rumi,Ahmet Fakıh,Geyikli Baba,ve Seydi Balum dan bahsetmektedir.Yunus Emre dünya kültür ve medeniyet Tarihinde bir merhale olmuştur.Kültürümüzün en değerli yapı taşlarından dır.Zira Yunus Emre sadece yaşadığı devrin değil,çağımız ve gelecek yüzyıllarında ışık kaynağıdır.Allah ve cümle yaradılmışı içine alan sonsuz sevgisinden kaynaklanan fikirleri,dünya üzerinde insanlık varoldukça değerini koruyacaktır.Yunus Emrenin amacı sevgi yoluyla dünyada yaşayan tüm insanların hem kendileriyle hem evrenle kaynaşmasını sağlamak ve sonsuz yaşamda ebedi hayata doğmalarını sağlamaktır.




ŞOL CENNETİN IRMAKLARI

Şol Cennetin ırmakları
Akar Allah Deyu deyu
Çıkmış İslam Bülbülleri
Öter Allah deyu deyu
Salınır Tüba dalları
Kuran okur hem dilleri
Cennet bağının gülleri
Kokar Allah deyu deyu
Aydan andır yüzleri
Şekerden tatlı sözleri
Cennetteki Huri kızları
Gezer Allah deyu deyu
Kimler yeyip kimler içer
Hep Melekler Rahmet saçar
İdris Nebi hulle biçer
Subhanallah deyu deyu
Yunus Emre var yarına
Koma bu günü yarına
Yarın hakkın divanına
Varam Allah deyu deyu



YUNUS VE HACIBEKTAŞ
Bölge köylerinin birinde Yunus adında Rençberlikle geçinen,çok fakir bir adam vardı.Bir yıl kıtlık
oldu.Yunusun fakirliği büsbütün arttı.Nihayet birçok keramet ve inayetlerini duyduğu,HacıBektaşa gelip yardım istemeyi düşündü.Sığırının üstüne bir miktar alıç (Yabanı elma) koyup Dergaha gitti.Pirin ayağına yüz sürerken hediyesini verdi.ve bir miktar buğday istedi.Hacı Bektaş ona lütufla muamele ederek birkaç gün dergahta misafir etti.Yunus geri dönmek için acele ediyordu.Dervişler Pir'e Yunusun acelesini anlattılar.O da (Buğday mı ister,yoksa Erenler himmeti mi? )diye haber gönderdi.O Buğday istedi.Bunu duyan Hacı Bektaş tekrar haber gönderdi.(İsterse o alıcın her tanesine nefes edeyim)dedi.Yunus Buğdayda ısrar ediyordu.Hacı Bektaş üçüncü defa haber gönderdi,(İsterse her çekirdek sayısınca himmet edeyim)dedi.Yunus Buğdayda ısrar edince ,emretti.Buğdayı verdiler.Yunus dergahtan uzaklaştı.Yolda yaptığı kusurun büyüklüğünü anladı.Pişman oldu.Geri dönerek kusurunu itiraf etti.O vakit Hacı Bektaş onun kilidinin Taptuk Emreye verildiğini isterse ona gitmesini söyledi.Yunus bu cevabı alır almaz hemen Taptuk dergahına koşarak kendisini Yunus yapacak manevi eğitimine başladı.



ELHAMDÜLİLLAH

Haktan gelen şerbeti içtik Elhamdülillah
Şol kudret denizini geçtik Elhamdülillah
Şol karşıki dağları meşeleri bağları
Sağlık safalık ile aştık Elhamdülillah
Kuru idik yaş olduk kanatlandık kuş olduk
Birbirimize eş olduk,uçtuk Elhamdülillah
Vardığımız illere şol sefa gönüllere
Halka Taptuk manisin saçtık Elhamdülillah
Beri gel barışalım yad isen bilişelim
Atımız eğerlendi estik Elhamdülillah
İndik Rum-u kışladık çokj hayır şer işledik
Uş bahar geldi göçtük Elhamdülillah
Dirildik pınar olduk irkildik ırmak olduk
Artık denize dolduk taştık Elhamdülillah
Taptuğun tapusuna kul olduk kapısına
Yunus miskin çiğ idik piştik Elhamdülillah



YUNUSUN ŞİİRLERİ
Yunus Emrenin şiirlerinde Edebiyat tarihi bakımından dil,düşünce,duygu ve yaratıcılık gibi dört önemli sorun sergilenir.Bu sorunlar bir görüş ve inanış bütünlüğü içinde ele alınır.İnsan konusunda odaklaştırılır.Şiirde işlenen konular ise insan,Tanrı,Varlık birliği,sevgi,yaşama sevinci,barış,evren,ölüm,yetkinlik olgunluk,alçak gönüllülük,erdem,eliaçıklık,gibi genellikle gerçek yaşamı ilgilendiren kavramlardır.O bu kavramları şiirinin bütünlüğü içinde temel öge olarak sergilemiştir.Yunusun şiirlerinde sevgi,insanda birleştirici,bütünleştirici bir eğilim niteliğindedir.Yunus Emre sevgiyi Tanrı ve onun yarattığı tüm varlıklara karşı duyulan bir yakınlık bit eğilim diye anlar.Sevginin ereği yüce Tanrıya ölümsüz olana kavuşmak onun varlığında bütünlüğe ulaşmaktır.Tanrı İnsanla özdeş olduğundan kendini seven tanrıyı,Tanrıyı seven kendini sever.Çünki sevgi kendini başkasında,başkasını,kendinde bulmaktır.Sevgi bir çıkar aracı olmadığından seven karşılık beklemez.Dost kişi gerçek seven kimsedir.(Aşık)Dost bir başka anlamda da Tanrıdır.Kişinin gönlünde ışıyan tözdür.

GEL GİDELİM DOSTA GÖNÜL

Bir karardan durmayalım
Gel gidelim dosta gönül
Hasretinden yanmayalım
Gel gidelim dosta gönül
Kılavuz ol gönül bana
Gel gidelim yardan yana
Canım kurbandır canana
Gel gidelim dosta gönül
Kara haberin almadan
Can bedenden ayrılmadan
Azrail bizi bulmadan
Gel gidelim dosta gönül
Gerçek murada varalım
Yarin hatırın soralım
Yunus Emreyi alalım
Gel gidelim dosta gönül





Yunus Emrenin Edebiyat tarihi bakımından önemli bir yanıda Anadoluda,Türkçeşiir dilinin öncüsü olması ve tasavvuf sorunlarını yalın kolay anlaşılır bir dille söyleyişi nedeniyledir.Şiirlerinin ölçüsü Türkçenin ses yapısına uymayan aruz olmakla birlikte söyleyişi akıcı,sürükleyici bir nitelik taşır.Tasavvufun en güç anlaşılır kavramlarını Türkçenin ses yapısına uygun bir biçimde dile getirir.Şiirinde duygu ve düşünce birliğinden oluşan bir derinlik görülür.yer yer yalın halk söyleyişine yaklaşan dilinde anlam-uyum bağlantısı bütüncel bir içerik taşır.Ona göre önemli olan bir sözü etkili biçimde söylemektir. Bu nedenle sözün boş kavram olmaması,bir varlık sorunu,bir düşünceyi dile getirmesi gerekir. İnsan ancak söz söyleme yetisiyle insandır.Konuşan Tanrı durumundadır.Yunus Emrede Türkçe,Şiir dili olma
yanında,düşünceyi içeren açıklayan bir odak özelliği kazanmıştır.

İLİM İLİM BİLMEKTİR

İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır
Okumaktan murat ne
Kişi hak-kı bilmektir
Çün okudun bilmezsin
Ha bir kuru emektir
Okudum bildim deme
Çok taat kıldım deme
Eğer hak bilmez isen
Abes yere yelmektir
Dört kitabın manisi
Bellidir bir elifte
Sen elifi bilmezsin
Bu nice okumaktır
Yiğirmi dokuz hece
Okursun uçtan uca
Sen elif dersin hoca
MA-nisi ne demekt
Yunus Emre der hoca
Gerekse bin var hacca
Hepsinden iyice
Bir gönüle girmektir



Şimdi gelin Yunus Emrenin güzel sözlerine değinelim --- Türlü türlü cefanın adını aşk koymuşlar-Aşk aşıkı şir eder,Aslanı zencir eder,Katı taşı mum eder-Dervişlik baştadır,tacda değildir,kızdırmaladdadır,saçta değildir- İlim kendini bilmektir - Dağlar nice yüksek ise,yol anın üstünden geçer ------Dünyada dertsiz baş olmaz,derd olanın ahı dinmez - Cümleler doğrudur sen doğru isen,doğruluk bulunmaz sen eğri isen - Bu Dünyaya gelen gider,yürü fani dünya,sana gelende gümüş varmıdır? --Eğer bir müminin kalbini kırarsan,hakka eylediğin secde değildir,Aklı olan korkmak gerek,nefs elinden,hırs elinden,nefstir seni yolda koyan,yolda kalır nefse uyan - Sabır saadeti ebedi kalır,sabr kimde ise o nasib alır - Beni bende demen,bende değilem,bir ben vardır bende,benden içeri - Sevelim sevilelim bu dünya kimseye kalmaz.

BEN YÜRÜRÜM YANE YANE

Ben yürürüm yane yane
Aşk boyadı beni kane
Ne akilem ne divane
Gel gör beni aşk neyledi
Gah eserim yeller gibi
Gah tozarım yollar gibi
Gah akarım seller gibi
Gel gör beni aşk neyledi
Akarsularım çağlarım
Dertli ciğerim dağlarım
Şeyhim anuban ağlarım
Gel gör beni aşk neyledi
Ya elim al kaldır beni
Ya vaslına erdir beni
Çok ağlattın güldür beni
Gel gör beni aşk neyledi
Ben yürürüm ilden ile
Şeyh anarım dilden dile
Gurbette halim kim bile
Gel gör beni aşk neyledi
Mecnun oluban yürürüm
O yari düşte görürüm
Uyanıp melul olurum
Gel gör beni aşk neyledi
Miskin Yunus biçareyim
Baştan ayağa yareyim
Dost ilinden avareyim
Gel gör beni aşk neyledi



Yunus Emre çağların akışı içinde değişik çevrelerin duygularını,düşüncelerini yansıtanhalkın sev
gilisi bir ozan oldu.Kişiliği çevresinde birtakım masallar oluştu.Kendisine halk tarafından kutsal bir nitelik verildi.Yunus Emrenin Risaletü-n Nushiye (öğüt Risalesi) adlı küçük mesnevisinin incelenmesinden 1307 yıllarında hayatta olduğu ve bu sıralarda oldukça yaşlandığı anlaşılıyor.Ölümünden sonra düzenlenen Divanının eski nüshalarında yer alan bazı şiirlerindeki kavramlardan anlatılan olaylardan,Mevlana Celaleddini tanıdığı,onun toplantılarına katıldığı,onun (Görklü Nazarı)ndan ilham aldığı ve Fakıh Ahmedin,Mevlananın ölümlerine üzüldüğü sonucu çıkıyor.Hayatı çağı hakkında yapılan bütün varsayımlar,yorumlar,şiirlerinde adı geçen ve XIII yy ortalarında yaşıyan bu kişilerin biografileriyle ilgilidir.


BANA SENİ GEREK SENİ

Aşkın aldı benden beni
Bana seni gerek seni
Ben yanarım dünü günü
Bana seni gerek seni
Aşkın,aşıklar öldürür
Aşk denizine daldırır
Tecelli ile doldurur
Bana seni gerek seni
Sofilere sohbet gerek
Ahilere ahret gerek
Mecnunlara leyla gerek
Bana seni gerek seni
Yunus durur benim adım
Gün geçtikçe artar odum
İki cihanda maksudum
Bana seni gerek seni

Hiç yorum yok: