21 Nisan 2009 Salı

Fransa'nın Sembolü - Eyfel Kulesi (La Tour Eiffel)

Eyfel Kulesi 1887 - 1889 yılları arasında Gustave Eiffel'in Firması tarafından, Fransız Devriminin 100.yıl kutlamaları çerçevesinde inşa edilmiştir. Aslında Kulenin Mimarı Gustave Eiffel değildir. İsviçreli Maurıce Koechlin'in siparişi üzerine tasarlayan Stephen Sauvestre'dir. Meslekdaşı Emile Nouguier ile beraber ilk tasarımları yapılmıştır.Kulenin 7.739.401 frank 31 sent tutan inşaat masrafları Gustave Eiffel'in tahminlerinin 1 milyon frank üstündedir. 1889 yılındaki açılış tarihinden önceki 5 ayda 1,9 milyon kişi ziyaret edince,yıl sonuna kadar toplam masrafın 3/4 ü çıkartılmıştır. Böylelikle Eyfel Kulesi daha başından kazanç sağlayan bir şirket görünümüne bürünmüştü.



3.000 işçi 26 ay boyunca 18.038 adet demir parçayı 2,5 milyon perçinle biraraya getirdi. Hiç ölüm vakası yaşanmamış olması o günün şartlarında şaşırtıcı bir durumdur.Ancak bu arada kule,onu bir utanç lekesi olarak gören Paris Halkının tepkisinide çekmiştir.Bazı sanatçılar devasa bir sokak lambasına benzettikleri,bir Fabrika bacası gibi Paris'in görsel itibarını zedeliyeceğini
ileri sürmüşlerdir. Böylelikle Devrin Sanatçı ve Edebiyatcı çevresinde bir kampanya başlatılmış,Bu kampanya süresince ünlü Sanatçıların imzaladığı bildiriler dağıtılmıştır.Bu gün ise Eyfel Kulesi,Dünyanın en güzel Mimari yapılarından biri olarak kabul edilir. Parisliler onu Demir Bayan olarak adlandırırlar. İlk başlarda Eiffel,Kuleye sadece 20 yıl için müsaade almıştı. Dolayısiyle 1909 yılında kulenin sökülmesi gerekiyordu.Ancak Kule,iletişim için çok uygun yüksekliğe ulaştığından ve yeni yüzyılda Atlantik ötesi haberleşmeye imkan tanıdığından kalmasına izin verildi.



KULENİN TEKNİK ÖZELLİKLERİ - Eyfel Kulesi 300 m. yüksekliktedir. Zirvesindeki Televizyon vericileri 27 m. daha yükseklik kazandırır. Günümüzde yaygın olarak kullanılan çelik yerine demirden inşa edilmiş,özel teknikler sayesinde günümüze kadar sağlam olarak gelmiştir. 200.000 metrekare alanda bulunan Eyfel Kulesi her 7 yılda 60 ton boya ile boyanır. Bu çalışmada 25 Boyacı görev yaparken,çalışma 15 ay sürer. Bu işlem sırasında 1.500 fırça 5.000 zımpara kağıdı ve 1500 iş tulumu tüketilir.Ayrıca Güvenlik maksadıyla toplam 50 Km.güvenlik halatı, 20.000 metrekare koruyucu ağ kullanılır.Boyama maliyeti yaklaşık 3 milyon Avro tutar. Zaman içinde kulenin rengi kırmızımsı kahveden,sarımsı kahveye daha sonra kestane
kahvesinden bugünki bronz tonuna dönüşmüştür. Kule 3 renk tonunda boyanır.En açık renk zirvede kullanılırken,en koyusu zeminde kullanılır.




Kulede intihar olaylarıda yaşanmaktadır. Şu ana kadar 400 kişi bunu gerçekleştirmiştir.Zamanla intiharların önüne geçmek maksadıyla Platformların çıkış noktalarına demir parmaklılklar yerleştirilmiştir.22 Temmuz 2003 tarihinde,kısadevre sonucu Kulenin zirvesinde,hemen en üst ziyaretci platformunun üstünde yangın çıkmıştır.Yangın bir saat gibi bir sürede kimse yaralanmadan söndürülmüştür.



MANZARA PLATFORMLARI - Kamuya açık Platformlar 57 m.115 m. ve 276 m. yükseklikte bulunur.Ziyaretciler 3 Asansörle kuzey, Batı ve Doğu kanatlarından ilk 2 platformuna ulaşır. İlk ve ikinci katlarda Lokantalar mevcuttur. Ayrıca ilk katta, Eyfel Kulesinin Tarihinin anlatıldığı bir sergi bulunur. En üst platforma ulaşmak isteyen bir ziyaretci,ikinci katta aktarma yapar ve başka bir Asansöre geçer. En üst Platform hem çatılı hemde üstü açık bir alana sahiptir.



Kulenin açılışından sonra ,ilk platforma kadar 50 yolcu taşıyan iki hidrolik Asansör kullanıma girmişti.Bunlar için gerekli hidrolik presler 16 sütuna monte edilmişti. Kuzey kanadından başka bir Asansörle ikinci kata ulaşılıyordu. ikinci Dünya Savaşı sırasında işletim sistemindeki hasarlar sebebiyle bunlar devre dışı kalınca, Adolf Hitler Kuleye yaya olarak çıkmak zorunda kalmıştı.
1983 Tarihinde ikinci ve üçüncü katlar arasına 1000 tonluk yürüyen merdivenin yerini alan,4 yeni turuncu Asansör monte edildi. Yürüyen merdiven 954 basamaklı ve 3 metre genişliğindeydi.

1 yorum:

noodles kalafatt dedi ki...

bir küçük notta benden bir belgeselde izlediğim su bilgileride paylaşmak istedim ,
Uyluk Kemiğinden Eyfel Kulesine

İnsan vücudundaki kemiklerin sahip oldukları özellik, insanların meydana
getirdiği inşaat yapılarına da örnek olmuştur. Nitekim Eyfel Kulesi’nin mimarı
olan Maurice Koehlin, ünlü kulenin projesini çizerken, vücudun en hafif ve
dirençli kemiği olan uyluk kemiğinden etkilenmiştir. Boru şeklinde, ancak içi
iğli bir yapıya sahip olan uyluk kemiğindeki bu yapı, kemiklere esneklik ve
hafiflik kazandırırken, sağlamlıklarından da hiçbir şey kaybettirmez. Aynı
şekilde yapılan Eyfel Kulesi de bu nedenle kendinden havalandırmalı sarsılmaz
bir mimariye sahip olmuştur.