30 Ekim 2010 Cumartesi

O Bir Üstad - Müjdat Gezen (29 Ekim 1943)

Müjdat Gezen - 29 Ekim 1943 Tarihinde İstanbul Kanatlarımın Altında, Fatih semtinde eski TRT Müsizyenlerinden Necdet Gezen ile Macide Hanımın oğlu olarak dünyaya geldi. Oyunculuk yeteneğinin farkına varan İlkokul Öğretmeninin zoruyla ilk defa 1953 yılında Küçük Çiftçiler adlı bir İlkokul piyesiyle sahnelere adım attı. Sanatın diğer dallarıyla da alakalı olan küçük oyuncunun yazdığı şiirler de aynı yıl Doğan Kardeş adlı çocuk Dergisinde yayımlandı. İlerleyen yıllarda İstanbul Radyosu bünyesinde kurulmuş olan çocuk kulübü korosuna katılarak şarkı söylemeye başladı.


Ortaokulun ardından Lise öğrenimi için dönemin birçok ünlüsüne eğitim vermiş,Türkiyede ilk defa ders dilini Türkçeye çevirmiş Okul olan Vefa Lisesine giden Gezen, Uğur Dündar ve Kemal Sunal ile burada tanıştı. ve Arkadaşlıkları uzun yıllar boyunca devam etti. 1959 yılında 16 yaşındayken sahne sanatlarına duyduğu ilgiyi ve yeteneğini görmezden gelmeyen ve anlaşmaları uyarınca sözünü tutan Babası Necdet Bey onu İstanbul Belediyesi şehir Tiyatrolarına yazdırdı. Ve arkadaşı olan Sahne Amiri Kemal Tözem e emanet etti. Böylece 1960 yılında Profesyonel oyunculuk hayatına adım atmış olan Gezen in kariyeri bu dönemden sonra hızla yükselişe geçti.


Gezen 1961 yılında İstanbul Belediyesi Konservatvuarının açtığı sınavı kazanarak Tiyatro Bölümüne girdi ve eğitiminin yanı sıra burada sahnelenen oyunlarda rol almaya başladı.Ertesi yıl yönetmenliğini Yılmaz Atadeniz in yaptığı yedi kocalı Hürmüz filmi ile ilk defa kamera önüne geçti. Sonrasında 1963 yılında Muammer Karaca ve Münir Özkul Tiyatrosunda oyunculuğa devam ederek Kamudan özel sektör sahnelerine adım attı.


1964 yılında Askerlik görevini yerine getiren Gezen bu dönemde oyun yazarlığına ağırlık verdi.1966 da ise Ulvi Uraz Tiyatrosunda rol almaya başladı. Aynı dönemde Denizciler Geliyor adlı komedi filminde oynadı. Ertesi yıl kendisi gibi oyuncu Arkadaşlarıyla biraraya gelerek Halk oyuncuları adlı oluşuma imza attı. 1968 ilk defa kendi adını taşıyan özel Tiyatrosunu kurdu. Öte yandan da İstanbul Tiyatrosunda rol almaya devam etti. Aynı yıl Güzin Hanımla hayatını birleştirdi ve bu evlilikten iki yıl sonra Elif adını verdikleri bir kızı dünyaya geldi. 1969 da Berduş ve 1970 yılında da Karagözlüm adlı sinema filmlerinde rol alarak beyazperdede boy gösterdi. Bu dönemde Uğur Dündar ve Perran Kutman la birlikte izleyici tarafından çok büyük ilgiyle karşılanan Programları hazırladı. Bu ilginin nedeni ise Ülkenin sosyal durumuna yönelik eleştirel bakış açısı, komedi unsurlarıyla birleştirerek işlenmesiydi.


Yine 1982 de o dönemler Üniversitede öğretim görevlisi olan güldürü üstadı Kandemir Konduk la biraraya gelerek Güldürü üretim merkezi (GÜM) ü kurdu.TV programlarından Tiyatro sahnelerine Gazetelerin,Dergilerin güldürü sayfalarına kadar birçok alanda hizmet veren (GÜM) Bu faaliyetlerinin yanı sıra birçok genç mizah yazarına da kapılarını açtı. ve onların kariyerlerine önemli katkılar da bulundu. 1981 ve 1983 yıllarında çok beğenilen Gırgıriye adlı seri filmlerde rol aldı.ve canlandırdığı Darbukatör Baryam tiplemesiyle hafızalara kazındı. 1984 te Gülümseyen Dünya ve 1986 da Kobay adlı filmlerin çekimi için bu defa kamera arkasına da geçen usta oyuncu sinema çevrelerinin görüşüyle paralel bir şekilde kendini yönetmenlik konusunda başarılı bulmadı.Kısa süren ilk evliliğin ardından Gezen 1988 de ikinci kez Leyla Turgut la nikah masasına oturdu. 1991 yılına gelindiğinde tüm mal varlığını satmasının yanı sıra büyük bir borç yükünün altına girerek İstanbul Kadıköyde satın aldığı eski bir köşkü restore ettirerek Müjdat Gezen Sanat Merkezini (MSM) kurdu.


Ekranlarda ve sahnelerde gördüğümüz birçok başarılı yeni yeteneği bünyesinden çıkaran bu sanat merkezinin en güzel yanı eğitimin ücretsiz olmasıydı.Ancak o dönemlerde ücretsiz okul açmak yasak olduğu için bu teşebbüsü nedeniyle Gezen iki yıl boyunca hapis cezasıyla yargılansa da sonunda beraat etti.ve okul da ücretsiz eğitim vermeyi sürdürdü. 1992 yılında MSM Bünyesinde MSM Ormanı kurarak başarılı bir sosyal projeye daha imza attı.Sanat yaşamı boyunca Hamlet'i canlandırmak istemiş olan oyuncu, rol aldığı üç oyunda da figüranlıkla yetinmek zorunda kalsada 1995 de kaleme aldığı Hamlet Efendi oyunuyla ödüle layık görüldü. ve bu oyun Devlet Tiyatrolarında sahnelendi.2000 yılında MSM bünyesinde eski sinema ve Tiyatro Emektarlarının geri kalan hayatlarını daha sağlıklı ve huzurlu bir ortamda geçirmesi amacıyla bir Huzurevi açtı.


Yaklaşık 50 yıllık sanat hayatı boyunca 100 kadar sinema filminde, 50 cıvarında Tiyatro oyununda 1000 den fazla Radyo ve TV Skecinde yer alan Müjdat Gezen görsel sanatların yanı sıra, yazın çalışmalarıyla gündeme gelmiş ve 38 tane kitap kaleme almıştır.Bu kitapların 9 u Üniversitelerde yardımcı ders kitabı olarak okutulmaktadır.Özellikle Aziz Nesini anlattığı, Ç.Arkadaşım Aziz Nesin,Ustalarım, ikibuçuk lira için,Komikler ağlamaz, Eşeğin karnındaki elmas, Bir bulut olsam, Şiirim geldi bırakın beni (Şiir kitabı) Artiz mektebi, Oyunculuk eğitimi,Oyunculuk el kitabı, Galiba ben sanatçıyım, yazdığı kitaplardan bazılarıdır. Ağlama Palyaço makyajın bozulur, Müjdat Gezen, kitabı da Halit Kıvanç tarafından kaleme alınmıştır. 25 üzerinde Tiyatro oyunu, 8 sinema filmi, ve 5 TV Dizisinin de yönetmenliğini üstlenmiş, aşırı derecede simetri denge ve hastalık takıntısı var.Şimdi de Değerli sanatkarın şiirlerinden seçtiğimiz bir kaçını şiir seven Dostlarıma sunuyorum.


İLKE

İlkelerin olacak
Seni satın alamıyacaklar
Aptalların uydurduğu
Atasözlerine inanmıyacaksın
Paranın satın alamıyacağı şey yoktur
Herkesin fiatı vardır
Gibi sözlere inanmıyacaksın
Onurunla, Kimliğinle, ve
Beyninle yaşıyacaksın
Üreteceksin, Seveceksin
Sevileceksin, inançlarının
Arkasında duracaksın
Sevgilerin karşılıksız
Yardımların gizli olacak
Seni attan, ottan ayıran
Özelliğin farkına varacaksın
Çünki sen insansın
Ve bunu yakaladığın gün
Bembeyaz yaşıyacaksın

ŞİİRİM GELDİ BIRAKIN BENİ

Şiirim geldi bırakın beni
Bir kibrit farzedin ve yakın beni
Bir ceketmiş gibi askıya takın beni
Bir çiviymiş gibi duvara çakın benş
Şiirim geldi bırakın beni

DELİ YÜREĞİM

Oy benim deli yüreğim, az çektirmedin bana
Gün geldi kuş olup zıpladın daldan dala
Artık yoruldun mu nedir, yüz vermiyorsun dallara
Oy benim deli yüreğim, ne diyeyim ben sana

BABAM

Babam çok iyi Adamdı
Daha doğrusu Babam Adamdı


ŞİZOŞEMS

Öyle zamanlar tehlikelidir, Şemsettin
Ya gel cebime saklan,ya bırak şapkana saklanayım
Kim vurduya gider insan,fırsat yokki kendimi savunup aklanayım
Bir ara sende biliyorum, Kedilerden korkuyordun
Çünkü kendini işkembe zannediyordun
Böyle birşey bende atlattım
İskemle sandım kendimi bir süre
Üzerime oturacaklar diye korkulardaydım
Ama sonra yırttım Şemsettin
Kendime telkinler yaptım * sen iskemle değilsin* diye diye
İnandırdım kendimi, sana hak vermiyor değilim
Ama Şemsettin zaman kötü
Aslında ne sen ne ben ikimiz de deli falan değiliz
Herkes oynatmış
Sadece sen ve ben normaliz
Ama Şemsettin laf aramızda
Laf Aramızda
Laf Aramızda
Ama sonra yırttım Şemsettin
Şemsettin laf aramızda kaldı çıkamıyor
Kendini ifade edemior bir türlü
Ama çok dikkatli olalım Şemsettin
Sende farkettin zaman kötü,en iyisi biz işi deliliğe vuralım
Sen kedilerden kork işkembesin diye
Ben insanlardan korkayım iskemleyim diye
Ve iskemle üzerinde işkembe,Çarşamba, Perşembe
Gün say Şemsettin gün say
Çünki nasıl olsa birgün gelip bizi alacaklar
Bu işten yırtmak için saat numarası yapalım
Sen yelkovan ol ben yengeç
Soranlara tek cevap verelim *vakit çok geç*
Vakit çok geç
Vakit çok geç Şemsettin geldiler...............

Kaynak - (Biografi İNFO)


Hiç yorum yok: