Vecihi Hürkuş 6 Ocak 1896 Tarihinde İstanbul da Dersaadette doğdu. Babası İstanbullu bir Aileden Gümrük Müfettişi Ali Feham Bey, Annesi Vidin de doğmuş 3 yaşında istanbula gelmiş Zelihe Niyir Hanımdır. 3 yaşındayken babası ölmüş çok genç yaşta dul kalan Annesi ile geniş bir Ailenin içinde Amcalar, Halalar, Enişteler, Yengeler, Ağabeyler ve Ablalar ile birlikte büyümüştür.Vecihi bir süre sonra Harbiyede Eskrim ve Resim Hocası olan Amcası Ahmet Şükür Beyin yanına sığınmıştır.Sonrada Annesi ve Kardeşleriyle Üsküdara yerleşmişler üç kardeşin ortancası olan Vecihi çok canlı ve hareketli bir çocuktu. İlkokulu Bebekte okudu.Üsküdarda Füyuzati Osmaniye Rüştiyesinde ve Üsküdar Paşakapısı idadisinde okudu.Sanata olan ilgisinden Tophane Sanat Okuluna geçti. ve bu Mektebi bitirdi.
Tayyareci olmak isteyen Vecihi yaşı küçük olduğundan onu Makinist Mektebine aldılar.Tayyare Makinist Mektebinden küçük Zabit ( Gedikli Astsubay ) olarak mezun oldu.Birinci Dünya savaşı sırasında pilot brövesi alarak 7. Tayyare Bölüğünde Ruslara karşı harekete katılan Vecihi Bey başarılı keşif ve bombardıman uçuşları yapmış bu arada girdiği bir hava muharebesinde bir rus uçağını indirmiştir.Vecihi Hürkuş uçak düşüren ilk türk tayyarecisidir. Daha sonra Ruslara esir düşen Vecihi Bey Hazar Denizinde bulunan Nargin Adasından yüzerek İran üzerinden kaçmayı başarmış ve yurda dönerek 1918 yılı yaz başında Yeşilköyde konuşlanmış bulunan 9. Harp Tayyare Bölüğünde görev almıştır.Bu Bölükte görevli iken bir av uçağı tasarımı yapan Vecihi Beyin bu projesi Mondros ateşkes anlaşmasının imzalanması ıle yarım kalmıştır.
Kurtuluş savaşına katılan Vecihi Bey özellikle İnönü ve Sakarya savaşı sırasında çok başarılı keşif ve destek uçuşları yaptığı gibi bir yunan uçağını da indirmiştir. Kurtuluş savaşının ilk ve son uçuşunu yapan pilottur. İzmir ( Gaziemir-Seydiköy ) hava meydanına giren ve işgal eden kişi odur.Vecihi Beye kırmızı şeritli istiklal madalyası verilmiştir. Ayrıca TBMM Tarafından 3 kez takdirname verilmiştir. 3 Takdirname verilen tek kişidir.Daha sonra Askeri Havacılıktan ayrılarak uçak btasarımı ve yapımı çalışmalarına devam etmiştir. Havacılığa gönül veren Tayyareci Vecihi Hürkuş da sadece Türk Havacılık tarihinin değil, belkide Tüm Türkiye tarihinin en ilginç simalarından birisiydi.
1930 yılında Kadıköyde bir keresteci dükkanı kiralayarak 3 ay içinde ilk Türk sivil uçağını aslında ikinci uçağı Vecihi K-XIU uçağınıinşa etmiştir. İlk uçuşunu 16 Eylül 1930 da kadıköy Fikirtepe de büyük bir kalabalık ve basın topluluğu karşısında yapmış, uçak iki kişilik tek motorlu spor ve eğitim uçağıdır. Uçağı ile birlikte uçarak Ankara ya dönmüş,Ankara üzerınde bir gösteri yapmış Başbakan İsmet İnönü ve bazı Komutanlar tarafından uçağı inceleyerek tebrik edilmiş, Uçabilirlik sertifikası verilmesi için İktisat Bakanlığına müracaat ederek müsade istemiş 14 Ekim 1930 da Tayyarenin teknik vasıflarını tesbit edecek kimse bulunmadığından gereken vesika verilmemiştir.Bakanlık nezdinde yapılan girişimler sonucu uçağa istenen belgenin alınması amacıyla Çekoslavakyaya gönderilmesi kararı alınmış Hürkuş 6 Aralık 1930 da Praga geldiğinde henüz Tayyare gelmemişti.
Tayyareye ait bütün resmi evrak önce çek diline çevrilmiş, uçak gelincede tekrar monte edilerek uçağın malzemeleri ve her türlü teknik kontrolu yapıldıktan sonra uçuşu istenmiş Her türlü uçuş şekilleri ile uçuşun kontrolu tamamlanmış Hürkuş 23 Nisan 1931 de Çekoslovakyalı yetkililer tarafından cıvardaki bir gazinoda düzenlenen bir törenle,Baş köşeye (yaşasın Türk Tayyareciliği) yazulı bir pankartla onurlandırılarak uçuş müsadesini almıştır. 25 Nisan 1931 de Çekoslavakyadan uçarak Türkiyeye gelmek için yola çıkıp 5 Mayıs 1931 de Türkiyeye gelmiştir.
Hürkuş uçağının atıl kalmaması için Posta İdaresi ile çeşitli görüşmelerde bulunur. ilk kurulmak istenen posta hattı Ankara-Erzurum ile Ankara-İstanbul arasında düşünülür.1935 yılı başlarında Türk Hava Kurumu Başkanı Fuat Bulca çağrılı olarak Rusyaya gider.Orda sivil havacılığının durumunu görür ve dönüşünde Atatürk'e anlatır.Atatürk gezdiği heryerde kendisini havadan saygıyla izleyen Gazetelerdeki yazılardan izlediği Hürkuş hakkında da Fuat Beyden bilgi ister, Aldığı cevaplar karşısında Büyük Atamız Ya öyle mi ? o halde Türkkuşu namıyla yeni bir çalışma yolu açın, Vecihiden Faydalanın emrini verir. Hürkuş Ankara ya çağrılır. o da uçağına atlıyarak Ankara ya gelir. Hürkuş bu durumdan çok sevinçlidir. Türkkuşunda yapılması düşünülenler onun gerçekleştirmek istediğ şeylerdir.Türkiyenin havacılık hakkında yaptığı birçok eserde Vecihi Hürkuş un damgası vardır.
Vecihi Hürkuş Ankara da anılarını yazarken Beyin kanamasından komaya girdi. Gözleri ve kalbi göklerde olan Vecihi Hürkuş insanların aya ayak basmak üzere Dünyadan ayrıldığı gün 16 Temmuz 1969 tarihinde Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastahanesinde Hayata gözlerini yumdu. Ankara Cebeci Asri Mezarlığına defnedildi. Ruhu şad olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder