26 Temmuz 2013 Cuma

Osmanlı'da Balık

Osmanlı İstanbulundaki balık bolluğu efsane değil yaşanmış bir gerçektir. Bizans site Devletinde basılan paralarda kentin simgesi olarak Tonbalığı suretinin bulunması,ta o yıllarda bile balık bolluğunun önemini gösterir.Balık avcılığının ve balık bolluluğunun bu nedenlerle tarih boyunca İstanbul da yaşanan bir olgu olduğu ortadadır.İstanbul kenti Konstantinopolis adıyla Doğu Roma İmparatorluluğun başkenti olduğunda da balık avcılığı ve ticaretinin kentin ekonomik yaşamında büyük önem arz ettiğigörülür. İstanbul sularında avlanan Balıkların satılmadan önce getirdiği ve satış vergisi alınarak,sonra açık arttırma ile balık satan esnafa satıldığı mahaller olan Balıkhanelerin ilk uygulamasına Bizans İmparatorluğunda rastlanmaktadır.


Evliya Çelebi ünlü seyahatnamesinde İstanbuldaki Balıkçı esnafını ayrıntılı olarak anlatır.Ona göre balıkçılar Esnaf-ı dalyancıyan ve Esnaf-ı Iğrıbciyan olarak ikiye ayırır.İlk gurup 700 İkinci gurup ise 3000 balıkçıdan oluşur.Iğrıpcı esnafı Dalyanlarda değil açık denizde balık tutanlardır. 1000 Esnaf-ı düzenciyan ve saçma denilen ağlarla balık tutan 300 balıkçı, zıpkınla balık avlıyanlar ve çömlek denen özel sepetlerle kayabalığı yakalayanlardan ve Esnaf-ı sepetçiyan dediği ıstakoz avcılarından söz eder. Katip Çelebi İstanbulda balıkları kent sakinlerine satan balıkçılar ise 2000 dükkan ve 3000 kişidir.Balıkçı dükkanlarıBalat,Fenerkapısı,Cibali,Unkapanı,Yenikapı,Kumkapı,Samatya,Kasımpaşa,Hasköy ve Beşiktaş'ta bulunur.


Evliya Çelebinin Trabzon seyahatinde Laz olan balık satıcılarının çığırtkanlıklarını bile kaydetmiştir. Özellikle Karadenizde çok sık tutulan hamsiyi çağırıştıran folklor hareketlerini anlatmış,Hamsiyi tüm hastalıklara iyi gelen bir ilaç olarak tanımlamışlardır . Trabzonlular hamsiyle yapılan kırk çeşit yemekle öğünürler. Hamsinin kızartması,Çorbada ve sosta kullanılması yada baklavası bile şaşkınlık yaratmaz.


İlkbaharda ton balıkları büyük guruplar halinde Akdenizden gelip Marmara denizi ve İstanbul boğazı yoluyla Karadenize giderler. Boğazın Asya kıyılarındaki Khalkedon (Kadıköy) yakınlarında göz kamaştırıcı beyazlıkta yüksek kayalar bulunur. Bu kayaların parlaklığı tonbalığı sürülerini sersemletir ve korkuyla Khalkedonun burnu ve Bizans haliçi içinde tonbalıklarının avlanmasını çok kolaylaştırır ve bol bol avlarlar.Tonbalıkların bolluğundan dolayı bu buruna ve Halice Hrisun Keras yani Altın Boynuz denilir.Aslında İstanbulda balık bolluluğun nedeni şehrin coğrafi konumuyla çok ilgiliydi.


Şehir Kılıç,Ton,Torik,Palamut ve uskumru,Kolyoz,Lüfer,Istavrit,Akya,Dülger balığı,Hamsi ve sardalya gibi balıkların,yani yazı Karadenizde kışı Marmara denizinde geçiren ve göçmen denilen balıkların göç yollarının üzerindeydi. İstanbul boğazı büyük kütleler halinde geçen balıkların avlanması için en müsait ortamdı.Bunun yanında yerli balıklar denilen göç etmeyen ve belirli mekanlarda bulunan Kırlangıç,Mazak,İskorpit,Hani,Barbunya, Tekir,Karagöz,Sarıgöz,İspari,Lapina,Mezgit,Berlam,Gelincik, Fener gibi balıkların da İstanbul açıklarında örneğin Adalar ve Suadiye,Bostancı,cıvarında yoğun olarak bulunmaları bu balık zenginliğini bir kat daha arttırıyordu.

Hiç yorum yok: