8 Ocak 2013 Salı

Ankara


Ankara Adı nereden geliyor- Ankara çevresinde yapılan arkeolojik araştırmalar,bu bölgenin çok eski çağlardan beri, insanların oturduğu bir yer olduğunu göstermiştir. Türklerden önce şehrin adı (Ankyra-Ancyre) idi. Bu adın gemi çapası anlamına (Anker) gelen frikçe bir kelimeden çıktığı söylendiği gibi Yunanca koruk ve hıyar anlamlarına (Aghuridha) ve (Anguri) den geldiği de savunulmuştur. Şehrin adını farsça (Engür-Üzüm)le ilgili bulanlar da vardır. Arap'lar ve Türk'lerin uzun yıllar (Engüriye-Engürü) diye adlandırdıkları şehir son çağlarda (Ankara) olarak söylenegelmiştir. Batılılar,şehre son yılllara kadar (Angora) demişlerse de şimdi onlar da Ankara olarak yazmaktadırlar.


Ankaranın Tarihi - Ankar bölgesi Hitit'lerle tarih çağına girmiştir.Ankara şehri yakınlarında yapılan kazılarda birçok Hitit eseri bulunmuştur. Bölge Hitit'lerden sonra Frikyalı'lara (Frik'lere) geçmiştir. Daha sonra Lidya devletinin aldığı bu şehir M.Ö 4 ncü yüzyıl ortalarında İran İmparatorluğuna bağlanmış,M.Ö 334 Yılında Büyük İskender, Ankara'yı İranlıların elinden almıştır. İskenderin ölümünden sonra Selevkos (Asya) yunan imparatorluğunun eline geçen Ankara, zaman zaman Galat'ların akınlarına uğramıştır.


Roma'lılar ve Bizans'lılar çağında Ankara - Tarih boyunca gelip geçen imparatorlukların en güçlülerinden birini kurmuş olan Roma'lılar M.Ö 3 üncü yüzyılda Ankara'yı Galat Prenslerinin elinden aldılar. Roma'lıların 3 lejyonunun topladığı bu çağda şehrin nüfusu 100.000 i aştı. İlk Roma İmparatoru Avgustus adına bir tapınak yapıldı. Bu tapınağın (Monument Ancyranum) denen yazıtı, Latincenin en üstün bir örneğidir. Avgustos tapına'ğının kalıntılarına bugün Ankara'da Hacı Bayram Camiinin yanında  rastlanır.


M.S 395 Yılında Roma imparatorluğu ikiye bölününce Ankara bütün Anadolu gibi Doğu Bizans imparatorluğunun payına düştü. İki kere İran'lıların saldırısına uğradı. 646 yılından sonra Müslüman Araplar,Ankaraya kadar geldiler. 654 akınında şehri ele geçirdiler ama fazla kalamadılar. Arapların son akını 931 yılında oldu. Ülkeyi ve şehri savaşarak ele geçirmek Türk'lere düştü.Türklerin Ankarayı ele geçirmesi 1071 Malazgirt zaferi Türklere Anadolu kapılarını ardına kadar açmıştı.Ankaranın 1074 yılında ele geçirildiği sanılıyor.Ankara böylece bir eyalet merkezi olarak Anadolu Selçuk Devletine bağlanmış oldu.


Haçlılar 1101 ve 1102 yıllarında Ankaraya girdilersede yenilerek çekildiler. Haçlıların Anadolu'da bulunmasını fırsat bilen Bizanslılar geçici olarak Ankarayı ele geçirmişlersede önce Selçuklulara bağlı Danişmentler 1143 de Selçuklular şehri tekrar aldılar.13 ncü yüzyılın ikinci yarısında Ankara,Selçuklu Devletini egemenliğialtına almış olan İlhanlıların idaresine geçti. 1328 de İlhanlılara bağlı Eretna Devletinin idaresine verilen Ankara'da (Ahi) denen tüccar birliği bir cumhuriyet kurdu. Bu cumhuriyet Eretna devletine
bağlıydı.


Osmanlılar Çağında ANKARA - Ankara 1354 te Orhan Gazinin büyük oğlu Şehzade Süleyman Paşa (Rumeliye geçen ilk kumandanlardan biridir) tarafından Osmanoğulları Devletine katıldı. Murat I. tahta geçince birara elden çıktıysada az sonra tekrar Osmanlı şehri oldu. 28 Temmuz 1402 de ortaçağın en büyük savaşların dan biri Ankara Kalesi eteklerinde geçti. Bu büyük vuruşmada Yıldırım Beyazitin Timura yenilmesiyle şehir,osmanlıların elinden çıktı. 1403 te şehir,Timura bağlı olan Yıldırımın oğullarından Mehmet Çelebinin idaresindeydi.1404 te kardeşi İsa Çelebi Ankarayı kuşattı,ama alamadı. 1406 da Ağabeyleri Emir Süleyman geçici olarak Ankarayı ele geçirdi.1413 yılında Mehmet Çelebinin Osmanlı birliğini sağlayıp Mehmet I.adıyla hükümdar olduktan sonra Ankara yüzyıllarca osmanlı idaresinde kaldı.Fatih çağına kadar Ankara (Anadolu Beylerbeyi) denilen çok geniş Türk topraklarının merkezi oldu. Merkezin Kütahya ya taşınmasından sonra da birçok Beylerbeyi Ankarada oturdu.



Cumhuriyet Ankarası - Mustafa  Kemal Paşa (Heyeti temsiliye Reisi) olarak 27 Aralık 1919 da Ankaraya geldi.23 Nisan 1920 de Türkiye Büyük Millet Meclisi büyük törenle Ankarada açıldı. Kurtuluş savaşımız Ankaradan idare edildi. Ankara 13 Ekim 1923 teTürkiyenin Başkenti olarak Meclisce onandı. ve 16 gün sonra 29 Ekim 1923 te Cumhuriyet Ankarada kuruldu.Ankara'nın Gelişmesi - Su ve Ağaçtan yoksun,bir zamanlar kazandığı bayındır durumunu kaybetmiş olan Ankara 1928 yılın da H.Jansen'in projesine göre yeniden yapılmaya başlandı. 1929-1936 yılları arasında Çubuk Barajı kurularak şehir suya ve yeşilliğe kavuşturuldu. Bundan sonra hızla modern bir şehir olarak kalkınan ve gelişen Ankaranın nüfusu birdenbire attı. İzmiri geçerek İstanbuldan sonra Türkiyenin ikinci büyük şehri oldu.


Eğer Ankaranın geçmişi bulunmasaydı,ve Tarihi 27 Aralık 1919 dan başlasaydı,Dünya Atatürk'ü 10 yıl kalbinde yaşatan bu şehri yine en şerefli ve en eski bir tarihe sahip sayardı.Büyük kurtarıcı bozkır ortasındaki Ankaraya ilk defa soğuk bir gün 1919 yılının 27 Aralık günü,Dikmen sırtlarından Ulusunun bir ferdi bir Mustafa Kemal olarak üstünde hiçbir işaret ve rütbe taşımayan elbisesiyle gelmişti.19 Mayıs'ta açtığı tarihin asıl mucizeleri,Ankara'dan sonra başlamıştı. Akdeniz'e buradan indi. BirinciDünya savaşının galip devletlerine,İstanbul'dan Trakya'dan çıkmalar için emrini buradan verdi.  Yeni bir ulusu ve yeni bir  uygarlığı yüzyıl sayılacak 19 yıl içinde burada çalışarak yarattı.


Atatürk, kendi azmi ve iradesiyle boy ölçüşmeye yeltenen (Bozkır) ı yenmiş kayalık üstündeki bu tezek ve çamur yığını şehrin yerinde genç Türkiye'nin Başkentini (Ankara 13 Ekim 1923 te Başkent olmuştu) yeşil ve beton Ankara'yı kurmuştu.Böylece Ankara'dan Dünyayı alteden büyük adam,Ankara'da tabiatı da yenmişti. Bütün zaferlerine ulaşan,devrimlerini kökleştiren ve gelecek yüzyılların başarılarını hazırlıyan Atatürk, Artık yalnız kalbimizde yaşamak üzere 20 Kasım 1938 de Bağımsız ve Egemen ulusunun arasından geçerek Ankara'ya son defa olarak dönmüştü. İşte Ankara yalnız Başkent olarak değil ölümsüz Atatürk'ü 19 yıl kalbinde yaşattığından dolayı da mutlu bir Şehirdir.


Cumhuriyetimizin kurucusu ATATÜRK'ün Ebedi istirahatgahı ANIT KABİR - Anıt kabir Ankaranın güneyinde Rasattepededir. Ankara Kalesi dışında şehrin en yüksek noktası burasıdır.Atatürk'ün na'şı 1o Kasım 1953 e kadar Etnoğrafya Müze'sinde kaldıktan sonra bu tarihte törenle Anıtkabirdeki eb edi istirahatgahına götürülmüştür. 25 Aralık 1973 te vefat eden silah ve politika Arkadaşı eski Cumhurbaşkanlarından İsmet İnönü de Anıtkabire gömülmüştür.


Anıtın temeli 9 Ekim 1944 te atılmıştı.Proje,Ord.Prof. Emin Onat ile Doç. Orhan Ardaya aittir. Şeref salonundaki büyük lahdin mermeri tek parçadır. 42 ton olan bu mermer lahdin uzunluğu 4,20 genişliği 1,6o m.dir. Şeref salonu 20 m. yüksekliğinde 32 m.en ve 60 m.boyundadır. Anıt Kabirin yapımında kullanılan taşlar Çankırı çevresinden getirilmiştir. Bu sarı ve açık kurşuni renkte bir taş çeşididir. Birçok Roma Anıtında aynı taş kullanılmıştır. Hem gösterişli hem çok dayanıklıdır.Şeref Holünün yan duvarları Bilecik Mermerindendir. Büyük lahdin mermeri,Adana'nın Osmaniye kazasından getirilmiştir. Bu büyük mermer parçasını,Ankara'daki Türk ustaları işlemiştir.Türk Ulusunun Atatürk'e şükranlarını belirten bu anıt, 15.000 m2.lik bir alanı kaplar.

Hiç yorum yok: