18 Nisan 2007 Çarşamba

Zor Yıllar...

Bugün sizlere 1941 yılı İstanbul unu ve ikinci cihan
harbini anlatacağım ..............
O yıllarda henüz dokuz yaşında bir çocuktum.fakat bulunduğumuz ortamın ne kadar korkunç olduğunu anlayabiliyordum.Avrupa kan ve ateşle yoğruluyordu,harbin o korkunç yüzü pare pare
yayılmaya başlamıştı.alman orduları yıldırım
savaşlarıylaheryeri işgal ediyor,onun sarhoşluğuyla
daha da saldırgan bir hal alıyordu.Bir günde polonyayı,fransa yı işgal ederek bize doğru ve bizden
sonra da rusyaya saldırma planları yapılmaktaydı.
hatta bizi işgal etme planları bile hazırdı.adı da BARBAROSA harekatı idi.niyetler bellıydı.almanya
da başbakanlık yapmış,o devrin alman büyük
elçisi von papen hitlere sayın führerim türkiye yi
işgal etmek bir mesele değil ama türkler savaşı seven ve bunu bılen bir ulus dağa çıkar savaşırlar,bu sebepten türkiye ye şu kadar tümen asker bağlıyabilirmisiniz der.
bu plandan vazgeçılerek romanya üzerinden rusyaya yürür,kış gelmiştir.bu hareketiyle
hitler, imparator napolyo nun rusya seferindeki gibi hezimete uğrayacaktır.Buna ileride değineceğim, alman orduları yunanistan kapılarına kadar dayanınca ,biz edirne deki köprüleri uçuruyoruz,bir tedbir olarak.başımızda ismet paşa tarafsızlık politikasını gayet iyi bir şekilde yürütmekte,savaşan ülkelerle barış içinde yaşıyoruz.Fakat o yılları allah birdaha kimse
ye nasib etmesın.Ekonomi ve ticaretin yok olduğu yıllar ülkeler kendi yağıyla kavrulmaya mecburdurlar.herşeyin karne ile gayet mahdut ve azla yetınıldığı yıllar ekmekten tutun amerikan bezinden,kok kömürüne kadar,hatta aklınıza ne gelirse karne ile
eskı nüfus kağıtlarımız defter biçimindeydi.buraya basılan kaşeler şöyleydi**birinci kanun-ikinci kanun-birinci teşrin-ikinci teşrın-ekmek karnesini,kömürünü amerikan bezini almıştır.diye damgalarla doludur.hala hatıra olksun diye saklamaktayız.Bu
yukarıda saydığım aylarında sonradan adları ekim-kasım-aralık-ocak-adıyla değiştirilip
bugün ki kullandığımız şekli almıştır.o yıllar sıkıntı dolu yıllardı.Şehirde karartmalar yapılırdı.yanlışlıkla bombalanmayalım diye pencerelere halı,kilim,çakarak lambalarımıza
siperlik takarak ışığı toplu bir şekilde yere verirdik.Bunlara uymamanın cezası
büyüktü.geceleyin projektörler ufku tarar dururdu.Tarafsız bir ülkeydik ama semalarımızda hiçbir uçak görmek istemezdik.Hatta rusya yı bombalayıp dönen 2 alman
uçağını düşürmüştük. arkadaşlarla şimdiki samandıra semtindeki yere düşen
iki uçağın enkazını görmeye bile gitmiştik..

Bu sıkıntılı yıllarda ekmeğe hasrettik.günlük
bir kişinin ekmek istihkakı 100 gram
idi yani o zamanın somun ekmeğinin dörtte
biri tabi bunla 3 öğün idare etmek çok
zordu.Yemek yerken kedilerimiz miyavlarken
bir lokma onada verirken büyüklerimiz
aç kalacağımızı ihsas ederler ve tedbirli
olmamızı isterlerdi.
Burada size bir anımı anlatmak isterim.Babam Demiryollarında müfettiş olduğundan çok
sık seyahatlere çıkardı.Bir seyahat dönüşü bir yerden,bir miktar un tedarik etmiş bu
olay ailemiz de büyük sevinçlere sebebiyet vermiştir.Rahmetli annem bu unu mayalayıp sobanın arkasında bir gün bekletilip kabararak bir tepsi ekmek şekline getirmesi biz ev halkı çocuklarını çok sevindirmişti.Bir gün dahi olsa bol bir şekilde ekmeği yemek mutluluğuna erişmenin sevincini düşünebiliyor musunuz?Allah o günleri bir daha hiçbir ulusa göstermesin.
Her neyse annem bu bir tepsi ekmeği,alır fırına gider,biz fırından gelecek ekmeği dört gözle bekleriz.Annem bir zaman sonra fırından döner,yüzünde çok büyük mutlulukokunmaktadır
ama tepsi bomboştur.Bizler meyus bir şekilde anneme ekmeğın ne olduğunu sorarız.
o tarihlerde üst göztepe de muhacir mahallesi isminde gecekondu semti vardı.Muhaceretle buraya yerleşen halk karne temin edemiyorlardı.Sebep nedir bilemiyorum.,işte bu
mahallenin küçük çocukları annemin etrafını sararak anne bir parça ekmek,anne banada,
banada derken tepsideki ekmek tükeniyor,rahmetli annem eve boş tepsiyle dönünce bizde
bir surat görmeyin,ama rahmetli bize dönerek oğlum siz karneyle bile olsa bir lokma ekmek yİyebİlıyorsunuz ama bu çocuklar sizden çok ekmeğe hasret diyor.Sevgili annem nur içinde yat,ne güzel hayır yapmışsın ,tabi o yıllar çocuk aklımızla bunları düşünemezdik.
Ruhun şad olsun..


Evet sevgili dostlarım şimdi savaşa kaldığı yerden devam edelim.soğuk kış şartlarında açılan rusya cephesi sonunda almanya nın sonunu hazırlamaya sebep teşkil
etmiştir.FRİEDRİC VON PAULUS un 6 ncı alman ordusu
top yekün teslim olunca müttefik kuvvetleri amerikan-rus-ingilizler,vs kuvvetleri almanları gerilemeye ve kendi topraklarına kadar kovalar.attrtık almanyanın sonu gelmiştir.Hitler kaldığı sığınağında intihar eder.Yıl 1945 tir .ikinci dünya harbi sona ermiştir.avrupa da sevinç,hüzün,keder vardır.herşey yıkılmış,ve harab olmuştur.artık yeni bir dünya kuruluyordu.Bunun da adı BİRLEŞMİŞ MİLLETLER di. Bu teşkilat bundan sonra
savaşları önlemekte çok büyük ödevler yüklenerek dünyada sulhu savunacaktır.
şimdilik bu kadar hoşça kalın...

Hiç yorum yok: