24 Ağustos 2008 Pazar

Dünya da Ve Türkiye de Gölge Oyunu Karagöz-Hacivat (Geleneksel Türk Gölge Oyunu)

Geleneksel kültürünümüzün Ortaoyunu ve Meddah ile birlikte en önemli köşe taşlarından biri olan gölge oyunumuz Karagöz - Hacivat oyunları günümüzden yüzyıllarca önce ortaya çıkmış,insanları eğlendirirken düşündürmüş, zaman,zaman toplumsal bilinç oluşmasında öncü bir rol oynamıştır.Gölge oyunlarının ne zaman ve nasıl ortaya çıktığı hakkında kesin bir bilgi olmamakla birlikte ,Asya ( Java ,Endonezya,Çin ) kökenli olduğu bilinmektedir.Gölge oyununun ilkin nereden çıkmış olabileceği konusunda iki ana görüş vardır.Birinciye göre gölge oyunu ilk olarak Asyadan çıkıp batıya doğru yönelmiş ve yayılmıştır.İkinciye göre Batıdan doğuya ve Asyaya geçmiştir.Asyanın çok zengin bir gölge oyunu geleneği olduğuna göre ister Hindistandan ,ister Javadan isterse Çinden çıkmış olsun,gölge oyununun Asyadan Batıya yayıldığı görüşü daha güçlüdür.İslam Ülkelerinde görülen gölge oyununun Javadan gelebileceğini kabul edebiliriz.1300 ile 1750 yılları arasında Malaya ve Bali dışında Endonezya islamlığı kabul etmişti.Bundan öncede Arap Gezginlerinin Kızıldeniz Çin kıyılarında dolaştıkları Güneydoğu Asya kıyılarında küçük yerleşmeler olduğunu biliyoruz.Bu bakımdan İslamlık etkisinden önce Arapların bu bölge ile tanışıklığı bulunduğuna göre,bu değinmeden önce Arapların Java gölge oyununuda öğrenmişlerdir.




Doğu ülkelerine özgü bir sanat olduğu anlaşılan gölge oyununun ilk Çinde çıktığı söylenir.Söylentiye göre İmparator Wu ( M.Ö -140 - 87 ) çok sevdiği karısının ölümü üzerine derin bir üzüntüye kapılır.Şav Wong adlı bir Çinli İmparatorun üzüntüsünü hafifletmek için ölen kadının hayalini bir perde arkasından gösterebileceğini söyler.Sarayın bir odasına gerdiği bir perdenin üzerine karısına benziyen bir kadının gölgesini düşürür.ve bu gölgeyi ölen kadının hayali olarak imparatora sunar. ( M.Ö - 121 )Gölge oyununun Türk kültüründe ne zaman ortaya çıktığı Karagöz ve Hacivat olarak ne zaman biçinlendiği ise bir muamma olma özelliğini korumaktadır.Her ne kadar bu konuyla ilgili bir takım tezler ortaya atılmış isede bunların hiçbiri kesin değildir.Zaten bu tezlerin bir bölümü söylenti olmaktan öteye gidememiştir
Bunlardan en yaygın olanı Sultan Orhan Devrinde ( 1324 - 1362 ) Ulucaminin inşaatı sırasında Bursada geçmiştir.Cami inşaatında çalışan demirci ustası Kambur Bali Çelebi ( Karagöz ) ile duvarcı ustası Halil Hacı İvaz ( Hacivat ) arasında geçen nükteli konuşmaları dinlemek isteyen işçiler işi gücü bırakıp onların etrafında toplanır,bu yüzden de inşaat yavaş ilerlermiş.Bu durumu öğrenen Padişah her ikisinide idam ettirmiş.( Bir rivayete göre Karagöz idam edilmiş,Hacivat ise hacca giderken yolda ölmüş ) Daha sonra çok pişman olan Padişahı teselli etmek isteyen Şeyh Küşteri başından beyaz sarığını çıkarıp germiş,ve arkasına bir şema yakarak ayağından çıkardığı çarıkları ile de Karagöz ve Hacivatın tasvirlerini canlandırıp nükteli konuşmalarını tekrar etmiş.O tarihten sonra Karagöz oyunları değişik mekanlarda oynanır olmuş.Günümüzde de
Karagöz perdesine Şeyh Küşteri meydanı denir.Ve Şeyh Küşteri Karagözcülüğün piri kabul edilir.




Karagöz hakkında ilk kesin belge Şehzadelerin sünnet şölenini anlatan 1582 tarihli Sürname-i Hümayundur.Türk gölge oyunu Karagöz,çok önemli bir kültür mirasıdır.Denebilirki Osmanlı kültürünün ve toplumsal yapısının bir kesiti,bir mikrokozmosudur.Burada çok uyumlu ve zengin bir bütüncülük buluruz.( Çeşitli Sanatlar bir gösterimde bir araya gelip güzel bir mozaik oluşturur. İşitsel ve görsel değerler,şiir,Anlatı,Halk şiiri,tekke şiiri,divan müziği,halk müziği,sanat dansı,ve halk dansı,sözlü edebiyatını,tüm söz oyunları tekerlemeler,yanıltmacalar,bilmeceler,gerçeküstü öyküler,kılıklamalar,çene yarişması ,tersinleme,yerindesizlik,abartma,lafçılık,ad oyunu,cinas oyunu,ve başkaları gibi en çok yutturmaca diyebileceğimiz iki türlü söz oyunu gösterim boyunca sürüp gider.Bunların ilki ikiz anlamlıktır.( equivoco ) Bir söz iki ve daha çok anlama gelir.İkincisi ise benzeşlemedir.( Paranomasia ) değişik anlamlarda fakat ses benzerliği bakımından birbirinin aynı veya birbirine yakın iki sözcüğün veya sözün birbirinin yerine kullanılmasıdır. Bunlar gerek repliklerin gerekse hareketlerin belli bir tartımla yürümesi,Türkçe bilmeyenlerin bile izleyebileceği değişik bir dil oluşturur.Ayrıca değişik ağızlarla konuşanlar arasında bir iletişimsizlik de yaratır





Gölge oyunumuz Karagöz-Hacivat bir zamanlar toplumun en önemli eğlencesiydi Eskiden ramazan gecelerinde mutlaka ramazan eğlencesi yapılır,Büyük bir sabırla beklenen ,iftar topu atıldıktan sonra iftariyelikler sofraya gelirdi. İftar yemeğini yiyen herkes doğruca Karagöz ve Hacivat gösterisi seyretmeye giderdi.Önce perde arkasında ışık yanar ,narake zırıltısı ve tef velvelesi ile göstermelik kalktıktan sonra Hacivat çelebi şarkı söyliyerek gelir ve ( Ne olur şu dört köşe perdede bana da bir kafadar olsa ah bana bir eğlence medet amannnn amannnnn diye Karagözü çağırmaya başlardı.ve tabi herkes kahkahaları patlatırdı.Muhavere denilen Karagöz ve Hacivat atışması bittikten sonra fasıl bölümü başlar,bu bölümde oyunun akışına göre zenne,çelebi,tuzsuz delibekir,beberuhi,tiryaki,acem,laz,matiz,zeybek gibi tipler perdeye gelirler,oyunlarını oynarlar ve sonunda bir çengi yada köçek çıkarak seyircileri eğlendirirlerdi.Tabi ki sünnet düğünü denincede akla hemen Karagöz-Hacivat oyunu gelirdi.Karagöz-Hacivat gösterisi yapılmayan bir sünnet düğünü gelen davetlilerden tam not almazdı.Şeyh Küşteriden beri deriden yapılan ve kök boya kullanılarak boyanan tasvirler hayalinin elinde can bulurdu.İşte o hayaliden bir perde gazeli.




Seyreden Ahbaplara işve nümadır perdemiz
Hem verir ruha gıda cana sefadır perdemiz
Arifane hep hayalatı cihanı gösterir
Güya ayinci ibret nümadır perdemiz
Ki görürse ne acep meftundur e canu dil
Var ise bir dilberi mahi likadır perdemiz
Gösterir çeşmi siyah ile Hacı Ehvada şekil
Verir dikkatle bakana hoş edadır perdemiz
Eylemiş bu hayme-i dünyaya Şeyh Küşteri
Hem zail hem halil-i ibret nümadır perdemiz
Hep metanet üzredir ehli kemalin perdesi
Hal olursa lağvolur sahip cemalin perdesi
Bulmaz ahenk eğer vermezse mıtrıp güşmal
Nayi tanbur keman şarkı mavalin perdesi
Cem olunca aşkı maşuk bezmi hasda
Ol vakit mani değil kalsa visalin perdesi
Hacı envadla Karagöz bulamazdı isdar
Olmasaydı bezmi irfanda hayalin perdesi





BİR KARAGÖZ OYUNU

Karagöz,Hacivata rüyasında gördüğü bazı cinlerin ona bir dua öğrettiğini,cinlerin öğrettiği bu duayı okuyarak hastalara şifa vereceğini söyler.Hacivat hastaları bulup Karagöze göndermeye gider,Bu sırada birbirlerini seven Hacivatın kızı Dilber ile Tosun bey buluşurlar.Dilber Babasının bahçedeki ceviz ağacının yanında gömülü olan altınları alıp Tosun beye vereceğini bu altınları başlık olarak verip kendisini almasını söyler.Bu konuştuklarını duyan,Karagöz Hacivata haber vermek ister.Hacivat Tosun beyi kızının yanında yakalayınca Tosun bey deli numarası yapar.Hacivat Tosun beyi okuyup iyileştirmesi için Karagöze getirir.Karagöz Tosun beyin kulağına herşeyi bildiğini,merak etmemesini söyler.Karagöz Hacivata uygun bir dille kızı Dilber ile Tosun beyin evlenmelerine izin vermesini,yoksa altınların gideceğini söyler,Hacivat iki gencin evlenmesine izin verir.

KARAGÖZ OYUNLARI LİSTESİ

Aptal bekçi,Bahçe,Balık,Bursalı leyla,Büyük evlenme,Cambazlar,Cazular,Cincilik,Eczane,Ferhat ile Şirin,Hain kahya,Hamam,Hekimlik,Kağıthane sefası,Kanlı kavak,Kanlı nigar,Karagözün ağalığı,Karagözün ahçılığı,Karagözün gelin olması,Karagözün şairliği,Kırgınlar,Kütahya çeşmesi,Leyla ile mecnun,Mal çıkarma Mandıra sefası,Meyhane,Orman,Ortaklar,Sahte esirci,Salıncak,Sünnet,Tahir ile zühre,Tahmis,Tımarhane Yalova sefası ve yazıcıdır.




VE HAYYY HAKKK

Gönül verdik perdeye dost,başlayan bir gazeldir
Hüner değilse bu dünyaya gelmek ne güzeldir
Ölümlüymüş dünya,neler gelmiş neler geçmiş
Hüner geçmişi gününde görüp güldürmededir
Gülen pek az,ağlayan ne çok,Tanrıyı saymazsak
Hüner oynayan kim,oynatan kim bilmededir
Tanrı gölgesini eksik eylemesin duamız
Hüner,gölgede solmadan açmayı bilmededir.

VE FİNAL

Yanınca ışıklar geliriz biz perdeye
Çocuklar gülsün eğlensin diye
Adım Hacivat arkadaşım Karagöz
Edelim şimdi bizde iki söz
Dile getirir tüm insanlar
Bu dünya bir sahnedir
Geldik bizler perdeye
Aslımız deriden surettir
Aç gözün bak dikkatle
Oyun değil,Temsil hakikattir
Bizler geçmişten gelen gölgeleriz
Sönünce ışıklar silinir hayalimiz..



Hiç yorum yok: