7 Mart 2009 Cumartesi

Çanakkale Kahramanı İlk Türk Hemşiresi - Safiye Hüseyin (1881-1964)

Florance Nightingale 'in Hemşireliğin Divası olduğunu hepimiz biliriz. Hatta adını Türkiyenin en
modern Hastahanelerinden birine vermişiz. Ama çoğumuz, İlk Türk kadın Hemşiresi kimdir diye sorulduğunda bilmeyiz. Merak edenler için işte ilk Türk Hemşiresi ve Kahramanlıkları ;
Safiye Hüseyin - İngiltere de Deniz Ateşeliği hizmetinde bulunan Ahmet Paşa nın kızıdır.Öğrenimini Avrupa da yapmıştır. Batı kültürüyle yetişen bu ilk Hemşiremiz, Saltanat Döneminde Almanya ve İsviçre de düzenlenen Milletlerarası kongrelere katıldı. İlk defa Ulusumuzu bu alanda temsil etti. Yabancı Devletlerden iftihar ve takdir nışanları aldı. Cumhuriyetin ilanından sonrada tüm hayır kurumlarında ve Derneklerde üstün bir feragatle çalıştı. Hemşirelik Mesleğiyle ilgili hayli yazılar yazdı.ve Konferanslar verdi. Ömrünün son gününe kadar mesleğinin tutkusu içerisinde yaşamını sürdüren ilk hemşiremiz Safiye Hüseyin 1964 Temmuz unda 83 yaşında yetiştirdiği Hemşirelerin kucağında gözlerini kapadı.


Safiye Hüseyin Tarihin en kanlı savaşlarından biri olan, Çanakkalede Kahraman Askerlerimizin
yanında görev yapan bir Türk kadını,ilk Türk Hemşiresi.Bu Memleketin evlatları Vatan için hiç sakınmadan en onulmaz yaraları alırken,onlara var gücüyle destek olan bir kadın kahraman doğuyor.Safiye Hüseyin gözlerini kırpmadan cepheye koşan Kahraman Mehmetçiklere ,Bekir Çavuşlara cephe gerisinde destek olan yüce gönüllü kadınlarımızdan biri,Biran bile tereddüt etmeden vatan uğruna toprağa düşmeyi göze alan,vazifelerini yerine getirmeyi herşeyden aziz bilen cengaverlerin yaralı yiğitlerin özlediği Anne şefkati Safiye Hüseyin in inanç dolu yüreğinde cisimleniyor.



Safiye Hüseyin ilk olarak Balkan Harbinde gözünü kırpmadan cepheye gidip Askerimizin yarasını sarmıştı. Tarihin en kanlı savaşlarından biri olan Çanakkale Muharebeleri yaşanırkende cepheden uzak kalamazdı. İstanbuldan kalkan Reşitpaşa Vapuruyla Mehmetçiklerin yaralarını sarmaya koştu.Safiye Hüseyin göreve koşarken adının Hastahanelere çeşitli kuruluşlara verilsin diye yapmadı,Duyarlı olduğu için,Milletini,Vatanını,Bayrağını sevdiği için yaptı. Sadece görevini yaptı. O müsterihti. Vicdanen rahat idi, O Türk Hemşireciliğine hizmet etmekten şeref duymuştu. O görevini tamamladı ve bir yıldız gibi kayboldu, ama izinide bıraktı.


Balkan Harbinde,Çanakkale de nice Askerlerimizin yarasını saran Safiye Hüseyin, nice şehidin
gözlerini kapatan,nice Askerlerimize son damla suyu dudaklarına damlatan Safiye Hüseyin Hemşire yalnızca bizim Askerlerimizin değil savaşta yaralanan bütün Gayrimüslim ana kuzusunun da yarasını sarmıştır. Ne kadar acıdır ki, Florance Nıghtingale nin ismi Ülkemizdeki en büyük Hastahaneye verilirken , kendi Hemşiremizin ismini dağ başındaki bir sağlık kuruluşuna dahi vermemiş olmasıdır.Bu Millet olarak mahcubiyet duymamız gereken bir durumdur.Geçte olsa Kendi Ülkemizde,Kendi Baş hemşiremiz olan Safiye Hüseyin Elbi nin adının verildiği bir sağlık ocağı,bir hastahane ve bir klinik dahi yoktur.Mutlaka ama mutlaka ismi bir işletmeye verilmelidir.



Ve Türk Milleti olarak,Florance Nıghtingale gibi, ilk Hemşiremiz Safiye Hüseyin'inde Abideleşmesini istemek en tabii hakkımız ve ona olan saygımızdır.Yazımı burada noktalarken sayın Kardeşim Sinan Kalafat'a bu mümtaz fedakar insanı yazmam hususunu bana hatırlattığı için çok teşekkür ederim.

Hiç yorum yok: