3 Mart 2009 Salı

Salvador Dali (11 Mayıs 1904 - 23 Şubat 1989)

Salvador Dali 11 Mayıs 1904 de Fıgueras ın (İspanyanın kuzeyinde Pirienelere yakın bir kasaba) bir köyünde doğdu, 6 yaşındayken menenjitten ölen erkek kardeşinden 3 sene sonra dünyaya gelmişti.Dali 1973 te şöyle yazacaktı ;Doğar doğmaz tapınılan bir ölünün ayak izlerinden yürümeye başladım. Beni severken hala onu seviyorlardı aslında, Belkide benden çok onu, Babamın sevgisinin bu sınırları yaşamımın ilk günlerinden itibaren çok büyük bir yara oldu benim için.



Ona koydukları isim ölmüş kardeşinin ismiyle aynıydı. Salvador Ressam, Bu kardeşine ikiz kadar benziyordu. Anne Babasının yatak odasında Valazques'in çarmıhta isa resmiyle birlikte asılı olan kardeşinin resminin yaşgan bir aynasıydı. Böylece Salvador Dali bir küçük despota dönüştü. Ailesinin dikkatini çekmek için yaptığı histeri krizleri, teatral hareketler alışagelmiş şeylerdi. Uzun süre onu fetheden kızkardeşi Ana Maria'nın doğumu bile onu düzeltmeye yetmedi. Aksine zaman geçtikçe farklılığını ifade etme isteği daha dayanılmaz hale geliyordu.Hasta çocuk 10 yaşında yaptığı ilk self portresinin ismiydi. Bir süre sonra ilk resim kursuna başladı.Öğretmeni Juan Nunez iyi bir ressamdı. Ondan karakalem çalışmayı öğrendi. Daha sonra Catalan (İspan
yanın kuzeydoğusunda yaşayan catalanca adında farklı bir dil konuşan insanlara verilen isim) Empresyonist ve realistlerini tanıdı. Daha sonra kübizm ve juan grisi keşfetti.



20 li yılların başında Madrid, San fernando Akademisine başladı. Ancak Anarşist hareketleri nedeniyle okuldan atıldı. ve birsüre Girona da tutuklu kaldı. ( 1923 ) Daha sonra tekrar okula kabul edilse bile 1926 da tamamen atıldı. Bunu takib eden yıl Paris te Picasso ile tanıştı. 10 yıl sonra Londra da Stefan Zweıg onu Sigmund Freud' a tanıttı. 1923 te Madrid de Luıs Bunved ve Garcia Lorca ile tanıştı.Dali böylece değişti. Görünümüyle de ,başlangıçtaki uzun saçları, ağzından hiç düşmeyen piposu daha sonra kısacık biryantinli saçlı spor kıyafeti,asık suratlı birine dönüştü.Günlük yaşamı entellektüel bir söylemin ve lüx bir yaşamın çevresinde dönüyordu.
Bunuel'le ( Bir Endülüs köpeği ) filmini sahneye konmasına yardımcı oldu. Ama Bunuel i dinsizlikle suçlayarak ikinci bir filmden uzak durdu. Buna karşın Garcia Lorca'yla çok yakın bir arkadaşlığı oldu.1925-36 yılları arasında uyumlu bir dostlukları oldu. Kadınlar pek ilgisini çekmiyordu. Onlar sadece Erotik fantazileri için gerekliydiler.


Dalinin fikrini değiştiren olay 1926 da Gala'yla tanışmasıyla gerçekleşti.Gala bir Rus Avukatının kızı ve Sürrealist Şair Paul Eduard'ın eşiydi. Onu ilk defa Cadaquez'de Akdenizin Katalan kıyısında Hotel Miramar ın karşı terasında gördüğünde eşiyle beraberdi. Ertesi gün saat 11 de plajda buluşmak üzere sözleştiler. Dali bu olayı tamamen sembolik bir biçimde hazırlamaya karar verdi. Soyundu elbiselerini,göğüs uçlarını,kıllarını,göbek deliğini ve esmerleşen tenini gösterecek şekilde kesti. katladı. Boynuna inci bir kolye kulağına bir kırmızı sardunya taktı. Traş olurken yaralanmasından esinlenerek kendi kanını süründü. Bunu balık kuyruğu ,keçi gübresi,ve yağla karıştırdı. Ama pencereden Gala'yı özelliklede çıplak bronzlaşmış sırtını görünce, bu ölümcül ritüele son vererek üzerindeki partallığı ve bu vebalı tutkuyu soyunmaya karar verdi. Birkaç ay sonra tamamen aşık olarak birlikte yaşamaya başlıyacaklardı. Ve o andan itibaren Gala Dali için bir aşık, bir arkadaş,esin perisi ve model (İlk defa Profilden Gran Mastrubadar da gözükür)Danışman ve herşeyin ilerisinde varlığının yöneticisi olacaktır. Port Lligat da hayatlarının evini kurdular.



İlk önce İspanya içsavaşından daha sonra Dünya savaşından kaçmak için tüm dünyayı gezdiler. Dali fikirlerini şöyle açıklamıştır ;Herzaman Anarşist ve aynı zamanda Monarşisttim. Herzaman Burjuvaziye karşıydım.ve hala da öyleyim Gerçek kültürel devrim monarşist prensiplerin restoresiyle mümkündür. Ama 1934 te beş yıllık aktif bir işbirliğinden sonra artık eski sürrealist arkadaşlarından ayrılmış ve küçük burjuvaya dönüşmekle suçlanır olmuştu. Çünkü politikadan kaçıyordu. Beni ne Marksizim bir parça bile ilgilendirmiyordu. Politika bir kansere benziyordu. Newyork a yerleşti. ama arada sırada dönüyordu. Örneğin Faşistler arkadaşı Garcia Lorca yı öldürdükten yada Nazilerin istilasından sonra, Mamafi kuzey Amerikalılar tarafından aranılan,sevilen iyi ücret ödenen biriydi.



1966 da Newyork Güzel sanatlar müzesinde 1966 da ona bir retrospektif adadılar. Beuborg'daki bir diğer sergi için 1979 a kadar beklemesi gerekti. Üç sene sonra 1982 de Gala öldü. O zamandan sonra neredeyse resim yapmayı bıraktı. Dali. Gala nın mezarının olduğu Pubol e yerleşti. ve son eserlerini verdi. Bütün akımları tanıyıp olası bütün etkilerden geçtikten,tüm çılgınlığıyla o devasa eseri Babil kulesini oluşturduktan sonra, Salvador Dali sanatı boyunca uzayıp giden bir ipi farketti.



Bu ip görünmez bir şekilde daha Breton la bile değilken gerçekleştirdiği ilk sürrealist eseriyle, gerçek anlamdaki sürrealist eserlerini birbirine bağlıyordu. Freud 'un içten ve Fanatik olarak tanımladığı Dali nin gözleri hep büyüleyici bir dünyayı keşfediyordu. Dali hiçbir zaman taptığı esin perisi Gala dan ayrılmadı. Eve kendine duyduğu ihtiyaçtan daha fazla bir ihtiyaçla ona bağlıydı. Pupol şatosundaki yangından kurtulduktan sonra 23 Şubat 1989 da Fıgueras Hastahanesinde 84 yaşında öldü. Cesedi ilaçlandı. ve Fıgueras daki müzesine hakim olan dev kubbenin altına gömüldü.

Hiç yorum yok: