9 Ağustos 2009 Pazar

Cevat Şakir Kabaağaçlı - Halikarnas Balıkçısı (1890-1973)


Cevat Şakir 1890 yılında Babası Valilik ve Ordu Kumandanlığı yapan Şakir Paşa, Giritte yüksek
komiserlik görevinde iken Giritte doğdu. Annesi İsmet Hanımdır.Amcası II. Abdülhamit devri Sadrazamlarından Cevat Paşadır.Cevat Şakir İlköğretimini Büyükada da Orta ve Liseyi 1907 de Robert Kolejde tamamladı.Denizci olmak istemesine rağmen Ailesinin ısrarı ile İngiltereye gitti.Londrada Oxford Üniversitelerinde çağdaş tarih öğrenimini gördü. İstanbula dönünce gazete ve dergilerde yazıları çıkmaya başladı.Aile içi sorundan ötürü Babası Mehmet Şakir Paşayı öldürdüğü için yargılandı ve kısa bir süre (üç yıl) hapis yattı.




1925 te kurulan İstiklal Mahkemelerini yeren 13 Nisan 1925 tarihli (Hapishanede idama mahküm olanlar bile bile asılmaya nasıl giderler) başlıklı öyküsünden ötürü İstanbul İstiklal Mahkemesinde yargılandı.Mahkeme Başkanı Ali Çetinkaya tarafından idama mahküm edilmek istendiysede Kılıçali Beyin önerisiyle Kalebentlikle Bodruma sürüldü. Üç yıl süren cezası 1924 te sona erdi.Cezasının son yarısını İstanbulda tamamladıktan sonra çok sevdiği insanları ve doğal güzellikleriyle kaynaştığı Bodrum dan uzak kalamadı ve Bodruma yeniden dönüp yaklaşık 25 yıl kaldı.Bodrumun Antik Çağdaki adı Halikarnası mahlas olarak benimsedi.Bodrumda Balıkçılık dahil çeşitli işlerde çalıştı. 1947 de taşındığı İzmirde yazarlık ve Turist Rehberliği yaptı.13 Eylül 1973 te İzmirde vefat etti.Vasiyeti üzerine Bodruma gömüldü.




Bakın Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı çok sevdiği Bodrumdan nasıl bahsediyor ;Bodrum hem doğanın olağanüstü güzelliğini hemde tarihin hatıralarını kendinde toplayan tipik
bir Akdeniz köşesidir. Şehrin hilal şeklindeki iki limanı sevenin sevilen belalıya açılan gönlü sanki
denize açılır. (Deniz de belalı değil de nedir ?) yanyana uzanan iki limanın bitişen yerinde kule
üstüne kule - Senjan Şövalyelerinin Kalesi yükselir. Bembeyaz şehir bu iki Limanın kıyısınca yan
gelip uzanır. Beyaz evler cicibiciye özenmeyen kesin çizgilerden yapılmadır.Tertemiz kat kat badalanır ve beyaz duvarları, maviler mavisi gökleri beyaz çizgileriyle ustura gibi keser.Eskiden evler savaş ve savunma için yüksek yamaçlara kondurulurdu. Bunlara ev değil kule denilirdi. Ama deniz özlemiyle maviye imrenişten ötürü yerlerinde duramıyarak,çam kokan nalınlarıyla
tıngır mıngır yokuş aşağıya seyirtmişler,iki koyun gıcır gıcır çakılları boyunca dizilmişler.Arkada kalanlar ayak uçlarına kalkarak öndeki kız kardeşlerinin omuzları üzerinden denize bakakalmışlar.kimi cesur evler denize dalıp kayık olmuşlar,ve dalgalar üzerinde oynaya güle, karadaki pısırık kızkardeşleriyle alay etmişler. İşte bundan dolayı kayıklarla evlerin birde mandalina bahçelerinin sıkı fıkı bir akrabalığı vardır. Denize gidip gelmekten usanan kayıklar ya ev yada mandalina bahçesi olurlar.




Bodrumda kıyı boyu zümrüt fıskiyeler gibi hurmaların arasındaki küçük lokantalarla noktalanmıştır.Bura Ahçıları mitolojik suratlı orfoz balıklarını,renk renk skaros ve başka balıkları pişirmekle ustalar ustasıdırlar.Hele bir Ahtapot pilavı pişirsinler,pilavı gören midye dolmaları utançtan kıpkırmızı kesilirler. Havasından mı Denizden mi her nedense vburada Tekelin rakıları bile mucize kabilinden cennet şekerine döner.Bodrum kentinin bir yanında,maden suları denize akar,karşıdaki karaadanın ılıcası ise,neredeyse ölüyü diriltir.Gövdenin kanı yaşama sevinciyle çarpar damarlarda, yorgun gözler vgüneş gibi canlanıp çakar.Bodrum Doğusunda Gökova körfezi 45 deniz mili içerlere doğru uzanır.Orası Nis ine Montekarlosuna Dalmaçya kıyılarına taş çıkartır. Dağlarında herbiri 18 bin portokal veren portokal ağaçları yükselir.Dünyanın hiçbir yerinde rastlanmayan buhur (liquid Amber Styraxi flua ) ormanları buradadır. İtalyayı gör de öl derler. Yok a canım Bodrum kıyılarını gör ve yaşa.




Ve son olarak Cevat Şakir Kabaağaçlının bizlere bıraktığı kıymetli eserleri sırasıyla görelim.Ege kıyılarında (1939) Merhaba Akdeniz (1947) Egenin dibi (1952) Yaşasın Deniz (1954)Gülen Ada (1957) Egeden (1972) Gençlik denizlerinde (1973) Parmak Damgası (1986) Dalgıçlar (1991) Gündüzünü kaybeden kuş, Deniz Gurbetcileri,Aganta Burina Burinata (1945) Ötelerin Çocuğu (1956) Uluç Reis (1962) Turgut Reis (1966) Deniz gurbetcileri (1969) Anadolu Efsaneleri (1954) Anadolu tanrıları (1955) Mavi sürgün-Anıları (1961) Anadolunun sesi-İnceleme (1971)Hey koca yurt (1972) Merhaba Anadolu (1980) Düşün yazıları (1981) Altıncı kıta Akdeniz (1982)Sonsuzluk sessiz büyür (1983) Çiçeklerin düğünü (1991) Arşipel (1993) yıllarında yayımlanmıştır.



Hiç yorum yok: