2 Şubat 2009 Pazartesi

Yok Olan Sanatlarımız

Dereden Tepeden sütunlarında yok olan el Sanatlarımızdan sırasıyla bahsetmekteyim. Bugün tarihekarışmış meslekleri kül olarak ele almak istiyorum. Bunlar sırasıyla ;

HASIRCILIK - Kurumuş bitki sapları ve saz gövdelerinin birbirine geçirilmesiyle örülen , genellikle taban döşemesi bazen duvar ve tavan kaplaması olarak kullanılan bir cins yaygıdır. Hasırlar yapıldığı sazın, incelik ,kalınlık ve türüne göre Trablus hasırı,Mısır hasırı, Kaba hasır vs.adlar alırdı. Boyanmış sazlarla hasırlara desenler yapılırdı. Osmanlılarda hasırcılık, 17 yy dan başlayarak önemli zanaat kollarından biri durumuna geldi. İstanbulda Hasırcılar çarşısı adıyla çarşısı bile vardı. Günümüzde hasırcılık sadece kırsal kesimde belli oranda devam etmektedir.



NALBANTLIK - At, Eşek, Katır gibi binek ve hizmet hayvanlarının toynaklarına koruma amacıyla nal çakma zanaatına nalbantlık denir. Nallar hayvanın toynağına ( Nal tokmağı ) denen tahta tokmaklar ya da nallama adı verilen özel çekiçle çakılır. Geçmişte ulaşım, taşımacılık ve çeçitli hizmetlerde hayvanların yaygın olarak kullanılması nedeniyle nalbantlık 20 yy ın ilk yarısına kadar önemini korudu. Osmanlı ordusunda nalbant ihtiyacını karşılamak üzere Bir Askeri Baytar mektebinin kurulduğu biliniyor.



SEMERCİLİK - Beygir, Katır, Eşek gibi hayvanların sırtına yük bağlamak bazen de binmek için kullanılan ağaç bir iskeletin sazla doldurulmuş ( Yatak ) tan oluşan üstlüğüdür. Semer genellikle Ağaç, Çuval ve sazdan yapılır. Yük bağlamak ve binek hayvanına rahat binmek için kullanılır. Semerler boyunlu ve çatal semer olarak ikiye ayrılır. İlk kez Araplar ve İranlılar tarafından kullanıldığı söylenir. Türklere de onlardan geçmiştir.



KAŞIKCILIK - Anadoluda ilk kaşığa, Çatalhöyük ve Hacılar da rastlanmıştır. (MÖ.7 -6 Bin) kaşıklar Anadolu da yapıldıkları malzemeye göre adlandırılır. Önce topraktan yapılan kaşıklar daha sonra tahtadan ve madenden yapılmaya başlandı. Tahta kaşıklar daha çok Şimşir, Ardıç, Gürgen, Meşe, Armut,Karaağaç gibi ağaçlardan, Metal kaşıklar, Demir, Bakır, Pirinç, Gümüş ve Altından yapılır.Anadolu da kaşıkları ile ünlü Merkezler arasında Konya, Akseki, Kaş, Gedi, Gevye taraklı, Bolu, Kastamonu ,Bergama, Bursa, Eskişehir, Anamur, Silifke özellikle anılabilir.



URGANCILIK - Urgan yapımı ve satış işidir. Urgan Kenevir, Keten, Jüt, Pamuk gibi doğal liften ya da Poliamid, Polyester gibi sentetik liften yapılır. İnsanlık tarihinde önemli bir yere sahip olan urgancılık mesleğinin geçmişi Antik çağa kadar uzanmaktadır. Sanayileşmenin gelişmesi, sicim ve urganların mekanik olarak üretilmesiyle birlikte günümüzde urgancılık mesleği kaybolan meslekler arasına katılmıştır.


ÇÖMLEKÇİLİK - Çömlek,topraktan yapılan ve pişirilerek sağlamlaştırılan kap, Tencerelerdir. Çömlekçilik Anadolu da Cilalıtaş devrinden beri bilinmektedir. Özellikle Mersin, Çatalhöyük, Hacılar,Kültepe ve Boğazköy çömlekleriyle ünlüdür. Günümüzde bilinen en eski çömlek örnekleri,Anadoluda Çatalhöyükte ele geçen ve yaklaşık 9000 yıl önceye ait seramiklerdir. 12 yy da Ortadoğu da İslam çanak ,çömlekleri sır maddesini kil hamuruyla karıştırıp saydam yumuşak porselen yapımını denemişlerdir.



ZEMBİLCİLİK - Hasırdan yada sazdan örülerek yapılmış kulplu torbaya zembil denir.Selçukluların ve Osmanlıların günlük hayatında zembil eşyalarının büyük önemi vardı. Sanayileşmenin gelişmesiyle birlikte zembil eşyaların günlük hayat içindeki önemi büyük ölçüde kaybolmuştur. Bugün zembil eşyaları daha çok kentlerin varoşlarında ve kırsal kesimde üretilmekte ve kullanılmaktadır.



SEDEFKARLIK - Sedef üzerinde çalışma. Sedef kakma eşya yapımıdır. Bu işi yapan Ustalara da
Sedefkar denilirdi. Sedefkarlık Osmanlılar da önemli bir meslekti. özellikle 16 yy da kendine özgü bir uslüp kazanmıştı. Osmanlı Sarayında Sedefkarların çalıştığı, özel Atölyeler vardı. Bunlar Tahtlardan Saltanat kayıklarına kadar Padişahların pekçok eşyası üzerinde bu ince sanatı uygulama imkanı buluyorlardı. Bugün önemini büyük ölçüde kaybeden Sedefkarlık konusunda Topkapı Sarayında sedef kakmalı eşyaların restorasyonuyla ilgilenen bir bölüm bulunmaktadır.


Aziz Dostlarım Kayıp El Sanatlarımız daha uzar gider, Bu hengamede bizde karambola gelip kaybolmadan burada kesip, yazımıza son verirken, Kaybolan güzelim El Sanatlarımız gibi unutulmamak dilek ve temennileriyle şen ve esen kalınız.

Hiç yorum yok: