1620 Yılındayız, 19 Yaşlarında ele avuca sığmayan,atak ve civelek bir genç,bir aşure gecesinde
(Arap takvimine göre Muharrem ayının sayılı gecelerinden biri) Gördüğü rüyanın etkisiyle uyanır uyanmaz soluğu Kasımpaşa Mevlevi şeyhi Abdullah Dedenin dergahında (Dini toplantı yeri) alır.Genç Adam,yorumlamasını Mevlevi Şeyhinden heyecanla dinlediği ilginç rüyasını anlatmaya koyulur.
(Arap takvimine göre Muharrem ayının sayılı gecelerinden biri) Gördüğü rüyanın etkisiyle uyanır uyanmaz soluğu Kasımpaşa Mevlevi şeyhi Abdullah Dedenin dergahında (Dini toplantı yeri) alır.Genç Adam,yorumlamasını Mevlevi Şeyhinden heyecanla dinlediği ilginç rüyasını anlatmaya koyulur.
Evet gördüm ki Yemiş iskelesindeki Ahi Camiinde toplanan kalabalığa Hazreti Peygamber
Efendimiz de şeref vermişlerdi.Kendileriyle görüşmek mutluluğuna erdiğimde Şefaat (yardım )
Ya Resülallah diyecek yerde heyecan veşaşkınlığımın şiddetiyle Seyahat Ya Resüluallah demek
gafletinde bulundum.Hazreti Peygamber Efendimiz nurlu yüzlerinde beliren bir gülümseme ile bu şaşkına hem Şefaat hem Seyahat va'dinde bulundular.Şeyhim bu rüyanın anlamı ne ola,Rüyayı dikkatle dinleyen Mevlevi Şeyhi de şunu öğütler.
- Oğlum senin nasibin seyahattir.İstanbuldan başlıyarak gidebildiğin her yeri gezecek ve göreceksin,gördüklerinide bir yana yazmayı unutma.
O günden sonra (1630) İstanbulu Anadoluyu,İmparatorluğun bir öteki ucuna kadar karış karış dolaşmayı ve her gördüğünü yazmayı kendisine iş edinen 19 yaşındaki bu genç,ünlü Türk gezgini Evliya Çelebiden başkası değildi.
Efendimiz de şeref vermişlerdi.Kendileriyle görüşmek mutluluğuna erdiğimde Şefaat (yardım )
Ya Resülallah diyecek yerde heyecan veşaşkınlığımın şiddetiyle Seyahat Ya Resüluallah demek
gafletinde bulundum.Hazreti Peygamber Efendimiz nurlu yüzlerinde beliren bir gülümseme ile bu şaşkına hem Şefaat hem Seyahat va'dinde bulundular.Şeyhim bu rüyanın anlamı ne ola,Rüyayı dikkatle dinleyen Mevlevi Şeyhi de şunu öğütler.
- Oğlum senin nasibin seyahattir.İstanbuldan başlıyarak gidebildiğin her yeri gezecek ve göreceksin,gördüklerinide bir yana yazmayı unutma.
O günden sonra (1630) İstanbulu Anadoluyu,İmparatorluğun bir öteki ucuna kadar karış karış dolaşmayı ve her gördüğünü yazmayı kendisine iş edinen 19 yaşındaki bu genç,ünlü Türk gezgini Evliya Çelebiden başkası değildi.
EVLİYA ÇELEBİNİN HAYATI - Evliya Çelebi İstanbulda Unkapanı semtinde dünyaya geldi
(25 Mart 1611) Babası Kanuni Sultan Süleyman ın ( 1495 - 1566 ) son seferine katıldığı söylenen
ve 117 yılı bulan uzun ömrü süresince Padişah Saraylarında Kuyumcubaşı olarak görevlendirilen
Derviş Mehmet zılli adında değerli bir sanatçıdır.Kütahyalı olan Ailenin,Fetihten (1453) sonra İstanbula taşınıp yerleştiği anlaşılmaktadır.Aile kökünün ünlü Türk Bilgini Ahmet Yaseviye ( ?-1116)kadar uzandığı söylenirsede bu konuda gerçek bir değer taşıyan hiçbir belgeye rastlanmamıştır.Ama Saray yetiştirmelerinden bir kadın olan Annesi koluyla o çağın Sadrazamlarından Melek AhmetPaşa ile akrabalıkları olduğu bir gerçektir. İlk öğrenimini doğduğu semtteki okulda başlayan Evliya Çelebi Müderris Ahfeş Efendiden 7 yıl Evliya Mehmet Efendi adındaki din bilgininden 11 yıl ders aldı.
(25 Mart 1611) Babası Kanuni Sultan Süleyman ın ( 1495 - 1566 ) son seferine katıldığı söylenen
ve 117 yılı bulan uzun ömrü süresince Padişah Saraylarında Kuyumcubaşı olarak görevlendirilen
Derviş Mehmet zılli adında değerli bir sanatçıdır.Kütahyalı olan Ailenin,Fetihten (1453) sonra İstanbula taşınıp yerleştiği anlaşılmaktadır.Aile kökünün ünlü Türk Bilgini Ahmet Yaseviye ( ?-1116)kadar uzandığı söylenirsede bu konuda gerçek bir değer taşıyan hiçbir belgeye rastlanmamıştır.Ama Saray yetiştirmelerinden bir kadın olan Annesi koluyla o çağın Sadrazamlarından Melek AhmetPaşa ile akrabalıkları olduğu bir gerçektir. İlk öğrenimini doğduğu semtteki okulda başlayan Evliya Çelebi Müderris Ahfeş Efendiden 7 yıl Evliya Mehmet Efendi adındaki din bilgininden 11 yıl ders aldı.
Daha sonra Enderuna kabul edildi.Burada yüksek öğrenimini yaptı.Arap ve Fars dillerini öğrendi.Babasından hattatlık ( Elyazısı sanatı) Hakkaklık (Yazı oymacılığı sanatı) gibi sanatları öğrendi. Derviş Ömer Gülşeniden müzik, Keçi Mehmet Efendiden ise Edebiyat dersleri aldı.
Böylece geniş bilgiler elde eden ve güzel sesiyle ezberden Kuran okumasıyla genç yaşlarında
ün sağlayan Çelebi,yakın akrabası Melek Ahmet Paşanın aracılığıyla Padişah Muray IV ün katına kabul edildi. (1635) keskin zekası,sevimliliği ve içten davranışlarıyla kısa bir süre içinde Padişahın güvenini sağlayıp yakın adamları arasına karışmanın yolunu buldu.Onun Murat IV le birlikte Bağdat (1635) ve Revan (1638) seferlerine katıldığı söylenirsede tarihi gerçekler bu görüşü kuvvetlendirici nitelikte olmaktan uzaktır.Bununla birlikte dört yıl kadar sarayda kalan Evliya Çelebi Binicilik,Atıcılık,gibi zamanın önemli sporlarıyla uğraşırken müzik alanında yaptığı çalışmalardanda büyük yarar sağlamasını bildi.Murat IVün Bağdat seferinden biraz önce yada Padişahın zaferden dönüşü sırasında 40 akçe maaşlı bir sipahi olarak saraydan ayrılmasına izin verildi.o güne kadar İstanbul içinde semt semt geziler yapan Evliya Çelebi, bundan sonra Anadoludan başlayıp şehir şehir bütün imparatorluğu dolaştı.(1640)
ün sağlayan Çelebi,yakın akrabası Melek Ahmet Paşanın aracılığıyla Padişah Muray IV ün katına kabul edildi. (1635) keskin zekası,sevimliliği ve içten davranışlarıyla kısa bir süre içinde Padişahın güvenini sağlayıp yakın adamları arasına karışmanın yolunu buldu.Onun Murat IV le birlikte Bağdat (1635) ve Revan (1638) seferlerine katıldığı söylenirsede tarihi gerçekler bu görüşü kuvvetlendirici nitelikte olmaktan uzaktır.Bununla birlikte dört yıl kadar sarayda kalan Evliya Çelebi Binicilik,Atıcılık,gibi zamanın önemli sporlarıyla uğraşırken müzik alanında yaptığı çalışmalardanda büyük yarar sağlamasını bildi.Murat IVün Bağdat seferinden biraz önce yada Padişahın zaferden dönüşü sırasında 40 akçe maaşlı bir sipahi olarak saraydan ayrılmasına izin verildi.o güne kadar İstanbul içinde semt semt geziler yapan Evliya Çelebi, bundan sonra Anadoludan başlayıp şehir şehir bütün imparatorluğu dolaştı.(1640)
Evliya Çelebi yıllarca süren bu gezilerin bazılarını katıldığı savaşlar,bazılarını da aldığı elçilik görevleri sırasında yapmakla birlikte büyük çoğunluğunu başına buyruk bir gezgin olarak başarmış bir adamdır.Hayatının son günlerini neredegeçirdiği bilinmediği gibi kabul edilen ölüm tarihi (1862) kadar mezarının bugünkü Şişhane semtinde olduğu görüşü de kesin bir dayanaktan yoksundur.
EVLİYA ÇELEBİNİN KİŞİLİĞİ VE ÜNLÜ ESERİ - Evliya Çelebi de daha genç yaşlardayken seyahat düşkünlüğünün uyanmasında,Kanuni Sultan Süleyman (1524-1566) dan Sultan İbrahim (1615-1648) e kadar altı Padişaha ( Yavuz Selim,Murat III. Mehmet III. Ahmet I ) hizmet eden
böylece sayısız savaşlara katılan Babasının anlattığı ilginç hikayelerin payı pek büyüktür.Zengin
hayali,anlatılan bu renkli hikayelerlerle beslenen Evliya Çelebi,serüvenlere elverişli ruhunu doyurabilmek için gezmekten başka bir yol bulamazdı.
böylece sayısız savaşlara katılan Babasının anlattığı ilginç hikayelerin payı pek büyüktür.Zengin
hayali,anlatılan bu renkli hikayelerlerle beslenen Evliya Çelebi,serüvenlere elverişli ruhunu doyurabilmek için gezmekten başka bir yol bulamazdı.
Gerçekten de tekkelerden,koltuk meyhanelerine Devlet Büyüklerinin toplantılarından meddah kahvelerine kadar koca İstanbulun her semtini on yıl süreyle adım adım dolaştı. (1630-1640) Onun İstanbul dışındaki gezileri,Gedikpaşalı Ahmet Çelebi adında bir arkadaşıyla Bursaya yaptıkları yolculukla başlar.(1640) Bundan sonra Ailesinden güçlükle izin koparan Çelebi,bir aralık İzmit e kadar uzandı.Hemen arkasından Trabzon Valiliğine atanan Ketenci Ömer Paşayla birlikte Karadeniz kıyılarına gitti. Böylece Evliya Çelebi yıllarca süren gezisine başlamış oldu. (1640) Trabzonda kaldığı süre içinde Azak kalesinin geri alınması seferine katıldığı gibi İstanbula dönüşünden az sonra Hanya kalesinin fethinde (1645) hazır bulundu.
Bundan sonra Defterzade Mehmet Paşa ile Erzuruma giden Çelebi,Azerbeycan,Gürcistan,yörelerini,Murtaza Paşa ile birlikte Suriye,Lübnan,Filistini , Anadoluya dönerek Sıvas yöresini gezdi.(1648) Akrabası Melek Ahmet Paşanın Sadrazamlığı sırasında İstanbul da önemli bir göreve atanan Çelebi, Birsüre sonra Bulgaristan Macaristan Romanya Almanya Yunanistan ege adalarıyla bütün Anadolu şehirlerini karış karış gezdi. Hicaza gidip hacıda oldu.(1671)Gezip gördüğü yerleri dikkatle inceleyen Evliya Çelebi,izlenimlerini kendi adıyla anılan (Seyahatname-i Evliya Çelebi) 10 ciltlik eserinde topladı.Kendine özgü tatlı bir üslupla ve bugünkü anlamıyla bir röportaj niteliğinde yazılan bu Seyahatnamenin olayları yer yer olduğundan fazla büyüten yanları bulunduğu görülür.Bununla birlikte Seyahatname-i Evliya Çelebi Tarih,Coğrafya,Sanat Ekonomi ve Toplumbilim yönüünden değerli bir kaynaktır.
1 yorum:
Merhabalar blogunuzdan tarihi sevdiğiniz belli oluyor. Belki ilginizi çeker Osmanlı Rus savaşı 93 harbinde cephede yazılmış bir kitap ben okumuş blogumada ekledim bakmak isterseniz adresi: endandik.blogspot.com/2012/01/karnca-kararnca-sadelestirmege-ugrasp.html
Yorum Gönder