17 Kasım 2008 Pazartesi

Yerebatan Sarayı (Bazilika Sarnıcı)

İstanbulun en sık kuşatma tehlikesiyle karşılaşan şehirlerden biriydi. Kuşatma süresince yaşanan en önemli sorun da yiyecek ve içecek kaynaklarının tükenmesiydi. Bazilika sarnıcı,Roma ve Bizans imparatorlarının bu sorunu çözmek için yaptırdığı sarnıçların en büyüğüdür. 80.000 metreküp su alabilen ve 140'70 metrekarelik bir alana yayılan sarnıç 6. yüzyılda Justinianos tarafından öncelikle saray ihtiyaçlarını karşılamak üzere yapılmıştır. 336 sütundan bazılarında oyma süslemeler vardır. Osmanlıda akansu sevilir,duransu içilmezdi. Bu nedenle Osmanlının fethinden sonra,Bir yüzyıl içinde unutulan sarnıcın suyu saray bahçelerini sulamakta kullanıldı.Eskiden bu sarnıcın üzerinde oturanlar sarnıca tavanında açtıkları bacalardan kovalarını sarkıtıp buz gibi sularını evlere çekerlermiş. Bazı kaynaklarda, Sarnıçta yaşıyan timsaha benzer sırtı dikenli hayvandan da söz edilirsede bu mitolojik hayvanın en ufak bir izine rastlanmamıştır.



Sarnıcın kuzeybatı köşesindeki iki sütunun altında kaide olarak kullanılan iki Medusa başı Roma
çağı heykeltraşlık sanatının şaheser örneklerinden biridir. Medusayla ilgili mitolojıye dayandırılan birçok efsane bu sarnıcı daha da gizemli kılar. Bir rivayete göre Medusa yeraltı dünyasının dişi canavarı olan üç gorgonadanbiridir. Bu üç kız kardeşten yalnızca yılanbaşlı Medusa olumludur.ve kendisine bakan ları taşa çevirme gücüne sahiptir.O dönemde büyük yapıları ve özel yerleri kötülüklerden korumak amacıyle gorgona kafalarının resim ve heykellerinin konulduğu Medusanın da bu düşünceyle buraya yerleştirildiği zannedilmektedir. Bir başka rivayete göre,Medusa siyah gözleri uzun saçları ve güzel vucudu ile övünen bir kızdı. Uzun zamandan beri Zeus un oğlu Perseusu sevmektedir.Bu arada Athene de Perseusu sevmekte ve Medusayı kıskanmaktadır.




Bunun için Athene Medusanın saçlarını korkunç yılanlar biçimine sokar,Artık Medusa kime baksa baktığı kimse taş kesilir. Daha sonra onu bu biçimde gören Perseus heyecanla Medusanın büyülendiğini düşünerek başını keser Başını eline alıp düşmanlarını taşa çevirerek birçok savaşlar kazanır. Bu vakadan sonra Medusanın eski Bizans ta kılıç kabzalarına ve sütun kaidelerine ters ve yan olarak işlendiği söylenmektedir.İstanbulda yerebatandan başka iki önemli kapalı sarnıç daha vardır. Bunlardan biri Sultanahmetle Çemberlitaş arasındaki çocuk parkının altında bulunan 1001 direk sarnıcı,diğeri Büyük postanenin arkasında Acımusluk sokağındaki İsa sarnıcıdır. Her ikiside bugün depo olarak kullanılmaktadır.



Bunlardan başka eskiden İstanbulda Açıkhava sarnıçları da çoktu. Bunların en önemlileri Aetius,
Mocius, ve Aspar sarnıçlarıdır.Aetius sarnıcı Edirnekapıdadır. Boyutları 244 x 85 x 8 metredir.Şimdi çukurbostan denilen Mocıus sarnıcı, Kocamustafapaşadadır. Boyutları 170 x 147 x 10,5 metredir.Aspar sarnıcı,Sultan selim camiinin yanındadır. ( 152 x 152 x 10,8 ) metredir.



Binbirdirek sarnıcının nezaman yapıldığı kesin olarak belli değildir. Kullanılan tuğlalara bakılırsa
Justinianus devrinde veya daha da önce yapıldığı söylenebilir. Uzunluğu 64 m genişliği 56,4 m yüksekliği 14,5 m dir. İçinde 14 x16 sıra halinde 224 sütun vardır. Yüksekliğin fazla olması nedeniyle sütunlar iki kattır. Sarnıcın su sığası 325.000 metreküptür. Yol düzeyindeki 10 pencere sarnıca aydınlık verirdi. Osmanlı döneminde burası İpekçilere verilmiş, içine ipek ve iplik tezgahları kurulmuştu.

Hiç yorum yok: