3 Ocak 2009 Cumartesi

Barış Manço (1943-1999)

Sevgili Dostlar, Bu gün Hayatta olmayıp kalplerimizde yaşayan Pop Müziğimizin Temel Taşlarından biri olan Rahmetli Barış Manço yu hepberaber anarak Bu büyük Çelebi Sanatkarın hayat hikayesini bilmeyenlere anlatalım.
BARIŞ MANÇO - 2 Ocak 1943 Tarihinde Rikkat ve Hakkı Manço çiftinin dördüncü çocukları
olarak Moda da dünyaya geldi. Annesi Rikkat Hanım, Türk Sanat Müziği Sanatcısıydı.Aileden
gelen yeteneğiyle özellikle Ortaokul öğrenimini aldığı yaşlarda müzikle ilgilenmeye başladı.Lise
yılları Galatasaray Lisesinde başladı.


Müzik Hayatına Galatasaray Lisesinde adım atan Barış Manço nun Arkadaşlarıyla birlikte kurduğu ilk gurubun adı ( Kafadarlar ) daha sonra Şişli Terakki Lisesine geçiş yaptı.Lise yılları bittiğinde Belçika Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisinde 1963 - 1971 yılları arasında Resim,Grafik, ve iç mimari eğitimi aldı. Belçika da ( Lemistgrees ) adında Amerikalı,Belçikalı,
Kuzey Afrikalı, İngiliz, Müzisyenlerden oluşan bir gurupta yer aldı.Lemistgrees le çalışmalarının sürdüğü iki yıl içerisinde Paris Olympia da konser verdi. 1966 yılında Pariste iki 45 lik plak çıkardı.1970 yılında Türkiyeye döndüğünde Fuat Güner ve Mazhar Alanson ile birlikte Kaygısızlar adlı gurubunu kurdu. Arajman Şarkılara tepki göstererek Anadoludan beslenen pop folk tarzında müzik yapmaya başladı. Onuncu plağı Dağlar dağlar ile büyük çıkış yaptı. Albüm beş ayda 700.ooo adet satışa ulaştı. Dağlar dağlar çalışması Sanatçıya Altın Plak ödülünü de kazandırdı. 1971 yılında Moğollar ile çalıştı. Aynı yıl Kurtalan Ekspresini kurdu. İlk klibini 1973 te Hey Koca Topçuya çekti.1975 te ilk Albümü ( 2023 ü yaptı ) 1978 de Lale Manço ile evlendi. Doğukan ve Batıkan adında iki erkek çocuğu oldu.



1980 yılında Altın Orfe de ( Nick The Chopper ) ve Ben bir Şarkıyım adlı Bulgar Şarkısı ilede Altın Madalyalar aldı. Yurtdışında birçok Tv.Programına konuk olarak katıldı. Birçok Ülkede konserler verdi. 1983 yılında Eurovision Şarkı yarışmasına ( Kazma ) adlı şarkısıyla katıldı. Ancak elendi.1988 yılının Ekim ayında TRT-1 de Çocuk ve Aileye yönelik bir eğitim kültür ve Eğlence Programı olarak başlayan 7 den 77 ye, 1998 Haziran ayında 370 kez ekrana gelerek Türk Televizyonculuğunda ulaşılması zor bir rekora imza attı. Ekvatordan Kutuplara isimli programında ekibiyle birlikte beş kıtada 100 den fazla değişik yöreye giderek 600.000 km ye yakın yol kat etti.



Bestelediği 200 ün üzerindeki şarkısı kendisine 12 Altın 1 Platin Albüm/Kaset ödülü kazandırırken Bu şarkıların bir bölümü daha sonra Yunanca, Bulgarca, Arapça, Farsça, Kürtçe, Japonca,İbranice, Fransızca,İngilizce, ve Flemenkçe, olarak yorumlandı. Müzik ve Televizyon hayatında sayısız ödüller alan Barış Manço nun 1991 yılında Devlet Sanatcısı ünvanı,yine aynı yıl Hacettepe Üniversitesi onursal Doktora ünvanı Uluslararası Teknoloji ödülü, Japonya Uluslararası kültür veBariş ödülü, Belçika Kralı Leopold II. Şövalye nışanı,Fransız Kültür Bakanlığı Edebiyat ve Sanat Şövalyesi nışanı,Türkmenistan Cumhurbaşkanlığı tarafından verilen Türkmen Vatandaşlığı ödülleri vardır.



Barış Manço 1 Şubat 1999 Tarihinde Moda da vefat etti.Burada birşey açıklamak isterim ki, Büyük Sanatkarlar asla ölmezler,Onlar yalnız bu fani dünyadan göç edip giderler. Sesleri ve sevgileriyle daima kalplerde en taze bir şekilde yaşarlar.Ruhun Şad olsun, yattığın yer cennet olsun, Seni biz büyüklerin, programlarında daima 10 numarayla ödüllendirdiğin çocukların ,Bugün hepsi kocaman oldular.Ama o çocuk kalplerine verdiğin sevgiyi hiç unutmadılar, Biz Faniler,burada sana Senin şarkınla veda ederken,Diyoruz ki Biz nasıl unuturuz seni can bedenden çıkmayınca. Ruhun Şad olsun.Büyük Sanatkar Bestekar Yorumcu Merhum Barış Mançonun bizlere bıraktığı yüzlerce şarkıdan seçtiğim en güzellerini sunarken , seni şarkılarınla anıyor ve yad ediyoruz.




DAĞLAR DAĞLAR
Ellerimle büyüttüğüm solar iken dirilttiğim
Çiçeğimi kopardın sen ellere verdin
Çiçeğimi kopardın sen ellere verdin
Dağlar dağlar
Kurban olam yol ver geçem
Sevdiğimi son bir olsun yakından görem
Dağlar dağlar
Kurban olam yol ver geçem
Sevdiğimi son bir olsun yakından görem
Kuşlar ötmez,güller soldu yüce dağlar duman oldu
Belli ki gittiğin yerden kara haber var
Belli ki gittiğin yerden kara haber var.

GÜL PEMBE
Sen gülünce güller açar Gülpembe
Bülbüller seni söyler biz dinlerdik Gülpembe
Sen gelince Bahar gelir Gülpembe
Dereler seni çağlar sevinirdik Gülpembe
Güz yağmurlarıyla birgün göçtün gittin sen inanmadık Gülpembe
Bizim İller sessiz bizim iller sensiz olamadı Gülpembe
Dudağımda son bir türkü Gülpembe
Hala hep seni söyler seni çağırır Gülpembe
Güz yağmurlarıyla birgün göçtün gittin sen inanmadık Gülpembe
Bizim İller sessiz bizim iller sensiz olamadı Gülpembe
Dudağımda son bir türkü Gülpembe
Hala hep seni söyler seni çağırır Gülpembe
Dudağımda son bir türkü Gülpembe
Hala hep seni söyler seni çağırır Gülpembe.

KOL DÜĞMELERİ
Hatırlarım bugün gibi sessiz geçen son geceyi
Başım öne eğik bir suçlu gibi bana verdiğin hediyeyi
İki küçük kol düğmesi bütün bir aşk hikayesi
İki düğme iki ayrı kolda bizim gibi ayrı yolda
Akşam olunca sustururum herkesi her her şeyi
Gelir kol düğmelerimin birleşme saati
Usul usul çıkarır koyarım kutuya yanyana
Bitsin bu işkence kalsınlar bu arada
Heyhat sabah gün ışıldar yalnız gece buluşanlar
Yaşlı gözlerle ayrılırlar düğmeler gibi
Bizim gibi,bizimgibi ayrılırlar bizimgibi ayrılırlar

YİNE YOL GÖRÜNDÜ
Yine yol göründü gurbete,güz geldi yapraklar döküldü
Martılar göç etti Turnalar süzüldü yine yol göründü gurbete
Köyüme Karakış çöksede Aşıklar boynunu büksede
Desen ki Nazlı yar insafa gelsede yine yol göründü gurbete
Acı keder hep bana kardeş,Bacı,Ana,Baba
Benim olsa bütün dünya yetmez ki
Derdimi kimlere söyleyim ben garip Barışım Neyleyim
Anadan Babadan Yuvadan uzakta yine yol göründü gurbete.




ANLIYORSUN DEĞİL Mİ
Hava ayaz mı ayaz ellerim ceplerimde
Bir türkü tutturmuşum duyuyorsun değil mi
Çalacak bir kapım yok,Mutluluğa hasretim
Artık sokaklar benim görüyorsun değil mi
Zaman akıyor sanki,saatler durmuş bugün
Sonsuz yanlızlığımda bir tek sen varsın bugün
Ya dön bana artık,duyuyormusun beni
Ya çık git dünyamdan,anlıyorsun değil mi
Bir resmin kalmış,bende tam ortadan yırtılmış
Hani siyah kazaklı biliyorsun değil mi
Gözlerimden süzülen birkaç damla anıda
Senin sıcaklığın var anlıyorsun değil mi

BEN BİLİRİM
Deli gönül sevdasını ben bilirim ben bilirim
Yardan ayrı kalmasını ben bilirim ben bilirim
Yumuk yumuk elleri var,kömür kömür gözleri var
Daha daha neleri var,ben bilirim ben bilirim
Kışlalara erdi bahar,tezkereye birkaç gün var
Bariş a da bir sorsalar ben bilirim ben bilirim

BU GÜN BAYRAM
Sen gittin gideli içimde öyle bir sızı varki
Yalnız sen anlarsın
Sen şimdi uzakta Cennette Meleklerle bizi düşler ağlarsın
Bugün Bayram erken kalkın Çocuklar
Giyelim en güzel giysileri
Elimizde taze kır çiçekleri,üzmeyelim bugün Annemizi
Sen yaz geceleri yıldızlar içinde
Ara sıra bize göz kırparsın
Sen soğuk günlerde,kalbimi ısıtan en sıcak anısın
Bugün Bayram çabuk olun çocuklar
Annemiz bugün bizi bekler
Bayramda hüzünlenir Melekler
Gönül alır bu güzel Çiçekler

DÜRİYE ( KOMŞU KIZI )
Dü dü dü Düriye Komşu kızı Düriye
Naz etme gel beriye Mahsun durma öyle
Dü dü dü Düriye Komşu kızı Düriye
Hele hele gel beriye dargınmısın söyle
İnci boncuk tanesi boynunu süsleyen
Yedi köyün hanesi feda sana Düriye
Dü dü dü Düriye Komşu kızı Düriye
Benim gönlüm sende,senin gönlün kimde
Meyve veren ağaç dallarını eğer mi
Yere düşen meyvayı toplamağa değer mi
Altın çöpe düşse değerini kaybeder mi
Tenekeyi parlatsan hiç çeyrek altın eder mi
Dama çıkmak isteyen merdivenden iner mi
İnsan Attan inip hiç Eşeğe biner mi.



HALHAL
Halhal, Halhal, Halhal, Halhal, Halhal,
Akşam olup gün batınca Dağlara hüzün çökünce
Lale,Sümbül boynun eğip kurt kuzuya kem bakınca
Köye döner Nazo gelin,Yavru ceylan gibi kaçar
Seke seke çaydan geçer,Nazo gelin ayağına takar Halhal
Bir bakışı canlar yakar,gülüşüne cihan değer
Nazo Gelin ayağına takar Halhaş
Ayağında gümüş Halhal,ince nakış gümüş halhal
Yavru ceylan gibi kaçar,seke seke çaydan geçer
Nazo gelin ağayına takar Halhal
Bir bakışı canlar yakar gülüşüne cihan değer
Nazo gelin ayağına takar Halhal
Halhal, Halhal, Halhal, Halhal, Halhal
Yedi köyün yiğitlerii Ağaları ve Beyleri
Boş yere durmuş beklerler,yaralıdır yürekleri
Gitti gelmez Nazo gelin,Yavru ceylan gibi kaçar
Seke seke çaydan geçer, Nazo gelin ayağına takar Halhal.
Bir bakışı canlar yakar,gülüşüne cihan değer
Nazo gelin ayağına takar Halhal
Ayağında gümüş Halhal ince nakış gümüş Halhal
Yavru ceylan gibi kaçar, seke seke çaydan geçer
Nazo gelin ayağına takar Halhal

KAZMA
Selam Büyükler, Merhaba Çocuklar
Bu Akşam size yeni bir öyküm var
Dilim sürçerse kusura bakmayın
Bir fincan kahvenin kırkyıl hatırı var
Diyeceğim o ki kişi yetinmeli
Yaşam dediğin kısacık bir çizgi
Namus Şeref Onur hepsi güzel ama
En önemlisi Helel Alınteri
Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür dersen
Kaz gelen yerden tavuğu esirgemezsen
Bu kafayla bir baltaya sap olamazsın ama
Gün gelir sapın ucuna olursun kazma
En güzel pilav Dimyatta pişer
Yanında Hoşaf pek güzel gider
Sen yan gelip yatar karnın guruldarken
Evdeki bulgur herkese yeter
Şam ipliğinden burma giysen bile
Zemzem suyunla yıkansan bile
Dünya Ahiret bir keyif sürmek için
Mutlak dökmeli helal Alınteri
Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür dersen
Kaz gelen yerden tavuğu esirgemezsen
Bu kafayla bir baltaya sap olamazsın ama
Gün gelir sapın ucuna olursun kazma
İnsanın birkez ters gitmesin işi
Muhallebi yerken kırılır dişi
Kazma Olmaya özenmeyin dostlar
Alınteriyle kazanan en mutlu kişi
Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür dersen
Kaz gelen yerden tavuğu esirgemezsen
Bu kafayla bir baltaya sap olamazsın ama
Gün gelir sapın ucuna olursun kazma.

HALİL İBRAHİM SOFRASI
İnsanoğlu haddin bilir kem söz söylemez iken
Elalemin namusuna yan gözle bakmaz iken
Bir sofra kurulmuş ki Halil İbrahim adına
Ortada bir tencere boş mu dolu mu bilen yok
Bir sofra kurulmuş ki Halil İbrahim adına
Ortada bir tencere boş mu dolu mu bilen yok
Buyrun Dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
Daha çatal kaşık icat edilmemişken
İsmaile inen koç kurban edilmemişken
Bir kavga başlamışki nasip kısmet uğruna
Kapağı ver kulbu al kurbanı ne hiç soran yok
Bir kavga başlamış ki nasip kısmet uğruna
Kapağı ver Kulbu al kurbanı ne hiç soran yok
Buyrun Dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
Yıllardır sürüp giden bir pay alma çabası
Topu topu bir dilim kuru ekmek kaygısı
Bazen durur bakarım bu ibret tablosuna
Kimi tatlı peşinde kiminse tuzu yok
Bazen durur bakarım bu ibret tablosuna
Kimi tatlı peşinde kiminse tuzu yok
Buyrun Dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
Ağzı açık gözü toklar buyursunlar baş köşeye
Kula kulluk edenlerse ömür boyu taş döşeye
Nefsine hakim olursan kurulursun tahtına
Çalakaşık saldırırsan ne çıkarsa bahtına
Halat gibi bileğinle yayla gibi yüreğinle
Çoluk çocuk geçindirip haramı nedir bilmeyenler
Buyurun sizde buyurun
Buyurun Dostlar buyurun
Barış der herbir yanın altın gümüş taş olsa
Dalkavuklar etrafında el pençe divan olursa
Sapa kulba kapağa itibar etme dostum
İçi boş tencerenin bu sofrada yeri yok
Sapa kulba kapağa itibar etme dostum
İçi boş tencerenin bu sofrada yeri yok
Para pula ihtişama aldanıp kanma dostum
İçi boş insanların bu dünyada yeri yok
Para pula ihtişama aldanıp kanma dostum
İçi boş insanların bu dünyada yeri yok.



ALİ YAZAR VELİ BOZAR KÜP SUYUNU ÇEKER AZAR AZAR
Gözümde yaş görseler erkek ağlar mı derler
Gökler ağlıyor dostlar ben ağlamışım çok mu
Rahmet yağarken dostlar ben ıslanmışım çok mu
Ali yazar Veli bozar küp suyunu çeker azar azar
Üzüimüşüm neye yarar keskin sirke küpüne zarar
Birgün dönsem sözümden düşerim dost gözünden
Dünya dönüyor dostlar bir sözden dönsem çok mu
Devran dönüyor dostlar, ben dönmüşüm çok mu
Ali yazar Veli bozar küp suyunu çeker azar azar
Üzülmüşüm neye yarar keskin sirke küpüne zarar
Barış yolun sonunda yürü demek boşuna
Hayat duruyor dostlar ben durmuşum çok mu
Yaşım bitiyor dostlar ben bitmişim çok mu.

NICK THE CHOPPER
Down ın the forest, near A Vıllage
Lıved the man called, Nick the Chopper
Choppıng woods hıs game, and makıng money
Carıng no for trees, he blındly chops on
Never took hım marrıed
He never washes
He never want to school, Nick the chopper
Choppıng woods hıs game, an gettıng money
Does he care for lıfe of even for a frıend now
He ıs a dırty old man, Nıck the chopper
We aren't gonna kıll you, Nıck the chopper
Stund'le you with your brahches, Nick the chopper
Now A very old man, he had decided
To make hıs fortune, Nick the chopper
Choppıng woods hıs game, he couldn't stop ıt
But as the story goes, he ıs beaten at hıs game
He ıs dırty old man Nıck the chopper
We aren't gonna kıll you, Nick the chopper
Stundle you wıth your branchesi Nick the chopper

CAN BEDENDEN ÇIKMAYINCA
Kara haber tez duyulur unutsun beni demişsin
Bende kalan resimleri mektupları istemişsin
Üzülme sevdiceğim bir daha çıkmam karşına
Sana son kez yazıyorum hatıralar yeter bana
Unutma ki dünya fani veren Allah alır canı
Ben nasıl unuturum seni can bedenden çıkmayınca
Kurumuş bir çiçek buldum mektupların arasında
Bir tek onu saklıyorum onu da çok görme bana
Aşkların en güzelini yaşamıştık yıllarca
Bütün hüzünlü şarkılar hatırlatır seni bana
Unutma ki dünya fani veren Allah alır canı
Ben nasıl unuturum seni can bedenden çıkmayınca
Kırıldı kanadım kolum ne yerim var ne yurdum
Gurbet ele düştü yolum yuvasız kuşlar misali
Selvi boylum senin için katlanırım bu yazgıya
Böyle yazmışsa yaradan kara toprak yeter bana
Unutma ki dünya fani veren Allah alır canı
Ben nasıl unuturum seni can bedenden çıkmayınca.


Hiç yorum yok: